10. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16337 Karar No: 2014/9171 Karar Tarihi: 28.04.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/16337 Esas 2014/9171 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2013/16337 E. , 2014/9171 K.
"İçtihat Metni"
Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı kurumun temyiz itirazlarına gelince; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67’nci maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüş olup, itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise, gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi, ya da, bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için, borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Bu yasal çerçevede, eldeki davada; hak etmemesine karşın, her ay kendisine ödenen aylık tutarını davalının bilebilecek durumda olduğu, dolayısıyla alacağın likit nitelikte bulunduğu yani belirgin olduğu, başka bir anlatımla hak etmediği ölüm aylıklarını her ay bankadan çeken davalının herhangi bir hesaplamaya gerek olmaksızın yalnız başına borç miktarını bilecek durumda olması karşısında; borçlunun asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hüküm fıkrasının ikinci paragrafının tamamen silinerek çıkarılmasına, yerine, "Asıl alacağın % 40"ı üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.