1. Hukuk Dairesi 2018/2608 E. , 2020/2901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLİ-TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakanı ...’in maliki olduğu ... ada ... parsel ve ... ada ... parselde kayıtlı taşınmazlarını mal kaçırmak amacıyla davalı ...’e 27.06.2012 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı gerçek değeri üzerinden bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, mirasbırakanın kanser hastası olduğunu ve tedavi sürecinde paraya ihtiyacı olduğu için borçlandığını, borçlarını ödemek için taşınmazını satmak istediğini, davacıya da haber verildiğini ancak davacının taşınmazı almaya yanaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mirasbırakanın mal kaçırma amacının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “....Yukarıdaki ilkeler ve deliller birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın ..."da tedavi gördüğüne, 27.06.2012"de uyuşmazlık konusu oturduğu ev dahil iki taşınmazı davalıya devrettiği, devirden 2 hafta sonra 08.07.2012 tarihinde vefat ettiği, terekesinde para çıkmadığı, eşinin emekli olduğu tedavi giderleri nedeniyle borçlu olduğuna ilişkin delil ibraz edilmediği ve halen mirasbırakanın eşi ve çocuğu ..."in satılan taşınmazda oturmaya devam ettiği, bedeller arası fahiş fark bulunduğu ispatlanmıştır. Hal böyle iken, mirasbırakanın ölümünden bir süre önce yaptığı satışın muvazaalı olduğu belirlenmesine rağmen hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde; düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Ancak, mahkemece taşınmazın pay oranı üzerinden hüküm kurulması gerekirken infazda sorun yaratacak şekilde hükümde metrekare bilgilerine de yer verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, değinilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme 1. bent olarak “1-Davalı ... adına tam hisse ile kayıtlı olan ... Merkez ... Mah. ... Mevkii, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 3/8 payının (davacının miras payının) iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresinin yazılmasına; hükmün 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme 2. bent olarak “2-Davalı ... adına tam hisse ile kayıtlı olan ... Merkez ... Mah. ... Mevkii ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 3/8 payının (davacının miras payının) iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresinin yazılmasına; davalının temyizi ve resen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.