16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18238 Karar No: 2020/2260 Karar Tarihi: 25.06.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/18238 Esas 2020/2260 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/18238 E. , 2020/2260 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan 325 parsel sayılı 52.100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla...ve müşterekleri adına tespit ve 01.08.1971 tarihinde tescil edildikten sonra, satın alma nedeniyle ..., ... ve ... adlarına kayden tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın aktif nehir yatağı olduğu iddiasına dayanarak tapu kaydının iptali ve terkini istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli 325 parsel sayılı taşınmazın aktif nehir yatağında kaldığını ileri sürerek, taşınmazın tapusunun iptali ve terkini istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın, kadastro öncesi sebebe dayandığı kabul edilerek çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereğince belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Somut olayda, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesi ile kamu mallarını düzenleyen aynı yasanın 16. maddesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Kadastro Kanunu"nun 16/C bendinde belirtilen taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülkiyete tabi olmadıklarından, esasen tapuya tescilleri de mümkün bulunmamaktadır. Ancak, tescile tabi olmayan bu nitelikte bir taşınmaz, tescile tabi tutulup hakkında sicil oluşturulmuş olsa dahi, bu durum taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmeyecektir. O halde, davacı Hazine tarafından, çekişmeli taşınmazın aktif dere yatağı olduğu iddiasıyla açılan tapu iptal ve terkin istemli iş bu davada, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilip araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.