5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/11642 Karar No: 2018/4421 Karar Tarihi: 18.06.2018
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/11642 Esas 2018/4421 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Borçlar Kanunu kapsamında katılandan borç aldığı ve senet düzenlediği, ancak taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve sanığın avukatlık vekaleti çerçevesinde görevini kötüye kullanarak hareket ettiği iddiasıyla mahkum edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına göre, TCK'nın 53/5. maddesi uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu ve aleyhe bozma yasağına konu olacağı gözetilmeden, ilk hükümde uygulanmadığı halde sanık hakkında TCK’nın 53/5. maddesinin tatbikine karar verilmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise TCK'nın 53/5. maddesi ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi olarak belirtilmiştir.
5. Ceza Dairesi 2015/11642 E. , 2018/4421 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunın Dairemizce de benimsenen 24/01/1983 tarih ve 8-486/6 sayılı kararında da belirtildiği üzere, “ yerinde görülmeyen sair itirazların reddine” tabirinin hükmün bir bölümünün onandığı anlamına gelmediği hususu gözetilerek yapılan değerlendirme de; ... Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın aşamalarda değişmeyen ve birbiriyle uyumlu savunmasında; katılandan peyder pey aldığı 40.000 TL yi borç olarak aldığını ve karşılığında katılana senet düzenleyerek verdiğini belirttiği, müştekinin 20/05/2010 tarihli celsedeki beyanında sanığa ödediği paraları borç olarak verdiğini belirterek sanığın savunmasını doğruladığı, dosya kapsamında bulunan katılan ile sanık arasındaki borç ilişkisini ispatlayan 04/11/2008 tanzim 18/12/2008 vade tarihli 40.000 TL meblağlı bono sureti, sanık tarafından Milli Emlak Müdürlüğüne yapılan başvurulara Milli Emlak Müdürlüğü tarafından verilen 07/04/2009 tarihli cevabi yazıda; söz konusu taşınmazın satışının uygun görülmediğinin belirtildiği dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu sanığın vekalet ilişkisi çerçevesinde görevinin gereklerine aykırı hareket ettiğine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı halde beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; Dairemizin 14/10/2014 tarih ve 2013/4329 Esas, 2014/9745 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen ilk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edildiği nazara alındığında Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 gün ve 2011/5-104 Esas, 2011/183 sayılı Kararında belirtildiği üzere TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olup aleyhe bozma yasağına konu olacağı gözetilmeden, ilk hükümde uygulanmadığı halde sanık hakkında TCK’nın 53/5. maddesinin tatbikine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.