17. Hukuk Dairesi 2012/16582 E. , 2013/17292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davanın davacı vekilleri ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacıların desteği idaresindeki aracın karıştığı trafik kazasında davacıların desteği Koray"ın vefat ettiğini belirterek asıl davada eş Nurcan için destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 100.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan davalı ... şirketinden dava diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise çocuk Demirhan için destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 30.000,00.-TL maddi tazminat ve 120.000,00.-TL
manevi tazminatın tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, asıl ve birleşen davada talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı ...Ş. vekili, kusur oranında, poliçe limitiyle gerçek zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..."e usulüne uygun davetiye tebliğine karşın duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücü Ömer"in % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek asıl davada davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Nurcan için 127.360,26.-TL maddi tazminat, 20.000,00.-TL manevi tazminat olmak üzere maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan sigorta şirketinden dava diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, birleşen davada davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Demirhan için 24.729,47.-TL maddi tazminat, 30.000,00.-TL manevi tazminat olmak üzere maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan sigorta şirketinden dava diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davanın davacı vekilleri ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde BK"nın 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı ... vekilinin tüm, asıl ve birleşen davanın davacı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, Kocaeli Ticaret Odası tarafından desteğin çalıştığı alanda alınabilecek emsal ücret dikkate alınarak bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış ise de, davacıların desteğin çalışmakta olduğu yerde maaş + prim usulü ile çalıştığı ve 7 yıldır gıda sektöründe çalışan desteğin daha yüksek gelir elde ettiği yönündeki iddiaları ve vefatından önce çalışmakta olduğu işletmenin desteğin maaş + prim usulü ile çalıştığı ve 2.000,00.-TL ücret aldığı yönündeki cevabi yazısı dikkate alınarak çalışmış olduğu şirketten elde ettiği gelire ilişkin tüm maaş, prim ve ek gelirlerini gösterir belgelerin, özellikle ücretin 2.000,00.-TL olduğunu belirten işletmenin bu ücret ödemelerini gösterir belge ve bilgilerin, celp edilmesi, bu yolla ücretin belirlenememesi halinde çalıştığı yerde hangi sıfat ve niteliklere sahip olarak yaptığı iş belirlenerek desteğin çalışma süresine göre yaptığı işte edindiği tecrübeye sahip bir kişinin alabileceği ücretin desteğin yaptığı işe uygun bir meslek odasından sorularak emsal ücretlerin belirlenmesi ile bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan desteğin Kocaeli Ticaret Odasının belirttiği ücretten daha yüksek bir
gelir elde ettiğinin belirlenmesi halinde uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK"nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Açıklanan bu ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketleri ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre davalı ... bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla, kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
O halde mahkemece birleşen davada dosya kapsamından davacı tarafından 07.07.2010 tarihinde talepte bulunulduğunun anlaşılması karşısında bu tarihten 8 gün sonrasında temerrüt gerçekleştiği kabul edilerek, davalı ... yönünden
birleşen davada 15.07.2010 tarihinden itibaren faizin işletilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken dava tarihinden faiz işletilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davalı ... davacıların desteğinin bulunduğu araç ile karşılıklı trafik kazasına karışan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik"in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre Hazine Müsteşarlığınca asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur. Poliçe limiti hükmedilen tazminat miktarı bakımından sözkonusu olup hükmedilen tazminat miktarına göre belirlenen vekalet ücreti poliçe limitine dahil değildir. Bu bakımdan davacı vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin de poliçe limiti ile sınırlı tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin tüm, asıl ve birleşen davanın davacı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davanın davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 11.912,74 TL kalan harcın temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosyanın davacılarına geri verilmesine 5.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.