MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı banka nezdinde bloke edilen kamulaştırma bedelinin davacının bilgisi dışında sahte vekaletnameye dayanarak 3.kişilere ödendiğini, bankanın kimlik bilgilerini kontrol etmeden ödeme yapmakta kusurlu olduğunu, zararın tahsiline yönelik takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işlemi yapan banka personeli hakkında ağır cezada kamu davası açıldığını ve çalışanın bu dava sonucunda beraat ettiğini, bankanın noter tarafından düzenlenen resmi belgeye güvenerek işlem yaptığını, bu durumda atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığından sorumluluk yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait kamulaştırma bedelinin sahte vekaletname ile dava dışı 3.kişi tarafından çekildiği dosya kapsamından anlaşılmakta ise de bir güven kurumu olan davalı bankanın sadece asıl hak sahibine ödeme yapmakla borcundan kurtulabilecek olması karşısında, zararın sahtecilik ve 3.kişilerin kusuruna nedeniyle meydana geldiği, illiyet bağı bulunmadığı yönündeki savunmaya itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 4.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4353 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın iptaline, takibin 270.831,12 TL asıl alacak, 130324,17 TL işlemiş faiz olmak üzere 401.155,19 TL üzerinden devamına, takibe konu asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve davacının tüm, davalının aşağıdaki 2 bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit (muayyen) olması gerekir. Somut olayda davalı bankanın sahte vekaletname ile dolandırılarak davacının hesabından para çekilmiş olmasına göre ve davalı bankanın bu olgulara dayalı savunmaları karşısında takip tarihi itibariyle banka sorumlu olduğu alacak belirsizdir. Zira muayyenlik dar anlamda alacağın hesaplanabilir olması şeklinde anlaşılamaz bu bakımdan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3- Mahkemece hüküm kurulurken ""Takibin 270.831,12 TL asıl alacak, 130.324,17 TL işlemiş faiz olmak üzere 401.155,29 TL üzerinden devamına şeklinde hüküm kurulmuş olup hükümde takipten sonra işleyecek faiz konusunda bir açıklama olmadığından bu konuda takip talebine atıf yapıldığının kabulü gerekir. Takip talebinde ise işlemiş faizi de ihtiva eden 401.155,29 TL"ye takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesi istenilmiş olduğundan ,mahkemece işlemiş faize takip talebinden sonra tekrar temerrüt faizi hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: 1 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 no"lu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 13/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.