
Esas No: 2016/13923
Karar No: 2019/7139
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/13923 Esas 2019/7139 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... (...) köyü 115 ada 164 parsel sayılı 101394,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olduğu, davacı gerçek kişi ise kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece, 03.06.2002 gün ve 2002/2 - 3 E.K. sayılı karar ile Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu 115 ada 164 sayılı parselin 10.258,36 m2"lik bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davacı gerçek kişinin davasının tefrikine, ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2007 gün ve 2007/3363 - 5698 E.K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle"" Mahkemece davacı ... Yönetiminin açtığı davanın kısmen kabulü ile (A) harfli orman sınırları içinde kalan bölümün orman niteliği ile Hazine adına tescili yolunda kurulan hüküm de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece gerçek kişi davacının açtığı davanın yargılamayı uzatmaması için tefrikine karar verilmiş ise de 3402 Sayılı Yasanın 30/3. maddesinde kadastro mahkemesinde açılmış davalarda ihtilafın taşınmazın belli bir bölümüne ilişkin olması halinde ilgilinin talebi üzerine ve imar mevzuatının engel teşkil etmemesi halinde ihtilaflı olmayan bölümün ifraz edileceği hükme bağlanmıştır. Olayda bu koşulların mevcut olmaması nedeni ile mahkemece davacı gerçek kişinin davasının tefrikine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 3116 Sayılı Yasaya göre 1947 yılında orman kadastro çalışmasının yapılarak kesinleştiği saptanmış ise de yapılan bu çalışmada 4785 Sayılı Yasanın dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu var ise, kural olarak bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak, orman kadastrosu 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılmışsa ya da bu çalışmada 4785 Sayılı Yasa hükümleri dikkate alınmamışsa 3116 Sayılı Yasa sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngördüğünden, bu yasaya göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan taşınmazların orman olup olmadığını belirlemekte yetersiz kalır. Bu halde, taşınmazın orman olup olmadığının 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan iadeye tabi olacakların koşulları 5658 Sayılı Yasada gösterilmiştir.
Bu nedenle, mahkemece en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresine uygulanmak suretiyle taşınmazın ve çevresinin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesi ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün 31/13; 14.03.1989 gün 35/13 E.K., 13.06.1989 gün 7/25 E.K. ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilse dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülerek taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerinin memleket haritasındaki konumu saptanıp bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilerek bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı,toplanacak delillere göre hüküm kurulmalıdır."" gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası dosya ... Kadastro Mahkemesinin 2007/148 Esasına kaydedilmiştir.
Asıl davanın davacısı ... tarafından açılan ve ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesine karar verilen dava dosyası ise ... Kadastro Mahkemesinin 2002/4 Esas numarasına kaydedilmiştir. Yargılama aşamasında Orman Yönetimi 07.03.2005 havale tarihli dilekçesiyle davaya müdahil olmuştur. Bu esas üzerinden yapılan yargılama sonucunda ... Kadastro Mahkemesinin 30/09/2005 tarih ve 2002/4 Esas ve 2005/1 Karar sayılı kararı ile ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiindeki 115 ada 164 parsel sayılı taşınmazın bilirkişilerce hazırlanan raporun krokide (C) harfi ile gösterilen 2.661,17 m2"lik kısmının 115 ada 164 parselden ayrılarak yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle tamamı 28 pay kabul edilerek, 7/28 payın ... kızı 17/02/1340 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... oğlu 10/05/1953 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... kızı 19/09/1951 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... kızı 18/03/1963 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... oğlu 01/01/1965 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... kızı 01/10/1963 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... oğlu 01/03/1965 doğumlu davacı ... adına, 3/28 payın ... oğlu, 07/12/1969 doğumlu davacı ... adına, olmak üzere Medeni Kanunun 640. maddesi gereği elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet şeklinde kayıt ve tesciline, krokide (B) harfi ile gösterilen 88574,36 m2"lik kısmın ise aynı ada ve parsel numarası ile Maliye Hazinesi adına ham toprak vasfı ile tesciline, müdahil davacı ... İdaresinin taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescili talebine dair davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin 30/09/2005 tarihli kararının Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/10/2008 tarih 2008/9063 -13323 E.K. sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiştir. Onama kararından sonra müdahil davacı ... Yönetimi karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/04/2011 tarih 2011/2278 -3843 E.K. sayılı kararında özetle; "... Kadastro Mahkemesinin 2002/2 Esas - 2002/3 Karar sayılı kararın bozulduğunu ve bozma sonrası 2007/148 Esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunduğunu ve davanın halen derdest olması sebebi ile her iki davanın sonuçlarının birbirini etkileyeceği ve bu sebeple de davaların birleştirilerek yargılamanın yapılması gerektiğinin belirterek Dairenin 20/10/2008 tarih ve 2008/9063-2008/13323 E.K. sayılı onama kararını kaldırarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmadan sonra dava dosyası ... Kadastro Mahkemesinin 2011/69 Esas numarasına kaydedildikten sonra 2007/148 Esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir. ... Kadastro Mahkemesinin 200/148 Esas sayılı dava dosyası Sinop Kadastro Mahkemesine aktarılarak işbu 2013/ 45 Esas defterine kaydedilmiştir. Yapılan yargılama neticesinde mahkemece, 1-Davacıların davasının kısmen kabulü ile;
2-... ilçesi, ... köyünde ... mevkiindeki 115 ada 164 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit gören ve 27.06.2014 havale tarihli fen bilirkişileri ... ve ... ve 04.06.2014 havale tarihli orman bilirkişisi Olcay Deveci raporundaki krokide
(B4) harfi ile gösterilen 2.561,17 metre karelik kısmın 115 ada 164 parselden
ayrılarak (ifrazı ile ) bu kısımdan oluşacak taşınmaza yeni bir parsel numarası verilip tamamı 28 pay kabul edilerek,
-7/28 payın ... kızı 17/02/1340 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... oğlu 10/05/1953 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... kızı 19/09/1951 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... kızı 18/03/1963 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... oğlu 01/01/1965 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... kızı 01/10/1963 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... oğlu 01/03/1965 doğumlu davacı ... adına,
-3/28 payın ... oğlu, 07/12/1969 doğumlu davacı ... adına, olmak üzere Medeni Kanununun 640 maddesi gereği elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet şeklinde kayıt ve tesciline,
3-... ilçesi, ... köyünde ... mevkiindeki 115 ada 164 parsel sayılı taşınmazın 27.06.2014 havale tarihli fen bilirkişileri ... ve ... ve 04.06.2014 havale tarih orman bilirkişisi raporuna ekli krokide A1, A2, A3, A4, A5, A6 ile B1, B2, B3, B5, B6 harfleri ile gösterilen 98832,92 metre karelik kısmın aynı ada ve parsel numarası ile orman vasfı ile Hazinesi adına tesciline,
4-27.06.2014 havale tarihli fen bilirkişileri ... ve ... ve 04.06.2014 havale tarihli orman bilirkişisi Olcay Deveci tarafından hazırlana bilirkişi raporları ve ekli krokileri kararın eki sayılmasına karar verilmiş, hüküm müdahil davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Müdahil davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen 04/06/2014 tarihli orman bilirkişi raporunda orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun bir şekilde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın B4 rumuzuyla işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın (B4) rumuzuyla işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de bu yer açısından zilyetlik araştırması yöntemince yapılmamıştır. Mahkemece taşınmazın niteliğini belirlemede yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilmiş olup, raporda sadece 1950 tarihli hava fotoğrafı incelemesi yapılmış, tespitten 20 yıl önceki hava fotoğrafları incelenmediği gibi ziraat bilirkişi raporunda (B4) kısmına ilişkin bir açıklamada bulunulmayıp parselin tamamına yönelik açıklamada bulunulmuş, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı açıklanmamış, bozma sonrasında yapılan keşifte, keşif mahalinde mahalli bilirkişi de dinlenilmemiştir.
O halde; davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerektiğinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (HGK. 30/03/1994 tarih ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, çekişmeli taşınmazın fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HUMK"nın 259 ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar, ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca incelenen dosya kapsamına göre, ... Kadastro Mahkemesinin 2002 /2-3 E.K. sayılı kararında mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu 115 ada 164 sayılı parselin 10.258,36 m2"lik bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davacı gerçek kişinin davasının tefrikine, ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2007 gün ve 2007/3363 - 5698 E.K. sayılı ilamıyla mahkemece davacı ... Yönetiminin açtığı davanın kısmen kabulü ile (A) harfli orman sınırları içinde kalan bölümün orman niteliği ile Hazine adına tescili yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiş ancak davacı gerçek kişinin davasının tefrikine karar verilmesi doğru görülmediği gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2007 gün ve 2007/3363 - 5698 E.K. sayılı bozma kararı taraflara tebliğ edilip, karar düzeltme yolu kullanılmadığından, Orman Yönetimi yönünden mahkemece verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Orman Yönetiminin davada taraf sıfatı kalmadığı ve geriye kalan kısım yönünde açılmış bir davası bulunmadığı halde gerçek kişiler adına tescil kararı verilen bölümler dışındaki bölümlerin orman olarak tesciline karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hukmün BOZULMASINA, 04/12/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.