2. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/6824 Karar No: 2019/2824
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/6824 Esas 2019/2824 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Boşanma davası ile ilgili olarak davalı erkeğe dava dilekçesi, ön inceleme ve tahkikat duruşma gün ve saatlerinin tebliği için düzenlenen mazbatalar davalının mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ancak bu durum davalının savunma hakkını kısıtlamıştır. Bu nedenle yapılan hüküm hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup bozulması gerekmektedir. Tebligat Kanunu'nun 10/2. ve 21/2. maddelerinin farklı şekilde yorumlanması muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir ve Anayasanın 36. maddesine aykırıdır. Kararda geçen Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen 2. fıkra ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2. maddesi ile ilgili kanun maddeleri yöntemleri daha ayrıntılı açıklamaktadır.
2. Hukuk Dairesi 2018/6824 E. , 2019/2824 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 20.12.2013 tarihinde ikame edilmiştir.Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir. Tebligat Kanununun 10/2. ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yer adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru bulunmamıştır. Bu davranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Mahkemece, davalı erkeğe dava dilekçesi,ön inceleme ve tahkikat duruşma gün ve saatlerinin tebliği için düzenlenen mazbatalar doğrudan davalının mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. Bu durumda dava dilekçesi ve diğer tebligatlerin davalıya tebliği usulsüz olup, davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır (HGK. 17.12.2014 tarih, 2013/1372 esas, 2014/1065 karar). O halde mahkemece yapılacak iş; davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği sağlanılıp, davalıya cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK m. 140) ile taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanılıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2019(Prş.)