22. Hukuk Dairesi 2014/21433 E. , 2015/34277 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/175-2014/465
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
A-Davalı vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, nispi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine karar verilmiştir.
B-Davacı vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri sebebiyle kazanmış olabilir.
Dosya içeriğinden 05.10.2010 tarihinde davalı yanında sayaç okuma personeli olarak çalışmaya başlayan davacının, 08.12.2011 tarihli devir protokolü ile dava dışı K. İnşaat Sanayi A.Ş. yanında çalışmaya devam ettiği ve iş sözleşmesinin de davacı tarafından ücretlerin ödenmemesi ve eşit işlem borcuna aykırı davranıldığı gerekçesiyle haklı sebebe dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, her ne kadar eşit işlem borcuna aykırılık iddiası dosya kapsamına göre usulünce ispatlanmamış ise de davacının ödenmemiş fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğunun anlaşılmasına göre, fesih bu yönden haklı sebebe dayanmakta olup, mahkemece kıdem tazminatına hükmedilmesi bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru görülmüştür.
Diğer taraftan, mahkemece, hüküm altına alınan alacak tutarları belirlenirken, işyeri devri hükümlerine göre sonuca gidilerek davacının sadece davalı yanında çalıştığı süre nazara alınmış ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece öncelikle Dairemizden geçen ve emsal nitelikte olduğu anlaşılan Manisa 2. İş Mahkemesi"nin 2013/138 esas, 2014/223 karar sayılı ve 2013/146 esas, 2014/222 karar sayılı dosyalarının getirtilmesi, davalı ile dava dışı K. İnşaat Sanayi A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve bu suretle iki şirket arasında alt işverenlik ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.