5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10035 Karar No: 2018/4348 Karar Tarihi: 07.06.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10035 Esas 2018/4348 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik yaparak zimmet suçu işlediği suçlamasıyla yargılandığını ve suçunun 765 sayılı TCK'nın 202/2, 80, 59. maddelerine göre müteselsil nitelikli zimmet suçu ve sahtecilik suçunun da nitelikli hile unsurunu oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, mahkeme suçun TCK'nın 212. maddesindeki \"sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde\" yer alan düzenleme nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 247/1-2, 43, 62, ve 212. madde yollamasıyla 204/2, 43, 62 maddelerinde düzenlenen suçları oluşturduğunu açıkladı. Mahkeme ayrıca, suçun 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesi uyarınca hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğini kabul etti, ancak bu nedenle sanık hakkında cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanması gerektiğine karar verilmesi gerektiğini hatırlattı. Sonuç olarak, mahkeme sanığın suçunun unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapıldığını belirterek, sanık müdafiin temyiz itirazlarını reddetti ve hükmü onadı. Kanun maddeleri detaylı bir şekilde belirtilmedi.
5. Ceza Dairesi 2015/10035 E. , 2018/4348 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Eylemlerin nitelikli zimmet suçu niteliğinde kabulüyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin son eylem olan "05/12/2003" yerine " 2002-2003 yılları " yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir. Sanığın sübutu kabul edilen eylemlerinin 765 sayılı TCK"nın 202/2, 80, 59. maddelerine göre müteselsil nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu, sahtecilik eylemlerinin ise bu suçun hile unsurunu teşkil ettiği, 5237 sayılı TCK açısından ise TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde hem sahtecilik, hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 247/1-2, 43, 62, ve 212. madde yollamasıyla 204/2, 43, 62 maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağı, lehe yasanın her iki Kanunun ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle bütün olarak karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, mahkemenin ceza tayinindeki takdiri de nazara alındığında 5237 sayılı TCK hükümlerinin açıkça lehe olması ve aleyhe temyiz bulunmaması, Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamış, TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür. Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.