3. Hukuk Dairesi 2020/8335 E. , 2020/5290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 27/1/2006 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca, müteahhit olan davalının ... ili, Merkez ilçesi, Fabrikalar mahallesi, 141 ada 20 parsel sayılı arsa üzerinde yapımını üstelendiği inşaatın C blok, 6. Katında, Güney cephe bir dairenin satışını vaad ettiğini, bahsi geçen inşaatta kat irtifakı tesis edilerek C blok 3. Kat 15 numaralı bağımsız bölümün adına tescil edildiğini, ancak aradan geçen zamana zarfında davalının aynı parsel üzerinde A ve B blok inşaatlarını tamamlamasına rağmen, C bloğun inşaatına hiç başlamadığını, kendisine satılan dairenin fiilen mevcut olmadığını, C blok inşaatının bundan sonra da tamamlanmasının mümkün bulunmadığını belirterek, A ve B blokta varsa davalı adına kayıtlı emsal bir dairenin kendi adına tescil ve teslimini, bunun mümkün olmaması hâlinde A ve B blokta kat ve cephe itibarıyla emsal bir dairenin rayiç değeri olmak üzere 165.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve de sözleşme konusu dairenin zamanında teslim edilmemiş olması nedeniyle mahrum kaldığı kira alacağı olmak üzere 25.320 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkeme, davanın kabulü ile, davacının, dava konusu dairenin veya emsal bir dairenin teslimi ile tescili mümkün görülmediğinden, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla piyasa rayiç değeri olan 165.000 TL"nin ve dava konusu dairenin teslim edilmemesi nedeniyle mahrum kalınan kira alacağı olan 25.320 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri, Tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışma ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, davacı tüketici ile davalı satıcı müteahhit arasındaki konut satışından kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişki 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığından davada Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan 3.250,25 TL temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.