Hırsızlık - kamu malına zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/5837 Esas 2019/8334 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5837
Karar No: 2019/8334
Karar Tarihi: 28.05.2019

Hırsızlık - kamu malına zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/5837 Esas 2019/8334 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanık hakkında hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarından mahkumiyet hükmü verilmiştir. Sanık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan da dava açılması mümkündür. Çalınan malın 3. kişiye satılması halinde, hırsızlık suçunun faili, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın mağduruna iadesini sağlamalı ve aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermeli veya kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmelidir. Ancak, iyi niyetli olarak kabul edilen satın alana ödediği paranın iade edilmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekir. Kararda, kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesi, TCK'nın 165. maddesi.
17. Ceza Dairesi         2019/5837 E.  ,  2019/8334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, kamu malına zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
    Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması olanaklı görülmüştür.
    Katılan ... vekilinin temyiz talebinin yalnızca vekalet ücretine ilişkin olduğu belirlenerek yapılan inceleme neticesinde;
    Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyi niyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya el konulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya el konulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
    Somut olayda, satın alan hakkında TCK"nın 165. maddesinden beraat kararı verildiğine göre, iyi niyetli olarak kabul edilmesi gereken satın alana ödediği paranın da iade edilmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5. maddesi uyarınca belirlenen 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.