16. Hukuk Dairesi 2016/17600 E. , 2020/2241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz bölümü, 18.09.2014 tarihinde 107 parsel numarasıyla ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 107 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 23.03.2015 tarihli raporunda (E) harfi ile gösterilen 97.403,69 metrekarelik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava dilekçesinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı halde, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kimden intikal ettiği, kök muristen gelip gelmediği, taşınmaz murise ait ise mirasçılar arasında yöntemince taksim edilip edilmediği açıklığa kavuşturulmamış ve bu doğrultuda hüküm verilirken bir kişinin belgesiz zilyetlik yoluyla edinebileceği taşınmaz miktarına ilişkin kısıtlama göz önüne alınmamıştır.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, hava fotoğrafı incelemesinin harita mühendisi bilirkişi tarafından detaylı bir şekilde yapılması gerekirken, bu konuda harita mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, dava konusu yerlerin hava fotoğrafı üzerine işaretlendiği belirtildikten sonra "dava konusu yerlerde imar-ihyaya dönük tarımsal faaliyetlerin yapıldığı tespit edilmiştir" şeklinde soyut ve ayrıntılı olmayan görüş belirtilmiş; taşınmaz bölümlerinin niteliğinin belirlenmesi hususunda hava fotoğraflarının incelenmesi konusunda uzmanlıkları bulunmayan jeoloji ve ziraatçi bilirkişiler tarafından yapılan inceleme ile yetinilmiştir. Ayrıca ziraatçi bilirkişi raporunda, aynı gün temyiz incelemesi yapılan diğer dosyalarda olduğu şekilde 29 yılı aşkın zilyetlikten bahsedilmekle beraber, taşınmazda imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin ne suretle sürdürüldüğü hususu da somut olarak belirtilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu 107 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları getirtilmek suretiyle dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişiler ve tanıklardan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı, davacının irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı hukuki sebebine dayandığı gözetilerek, taşınmazın kimden intikal ettiği, kök muristen intikal etttiğinin anlaşılması halinde terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği ve taksim edilmiş ise taksimin ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazın taksime konu olup olmadığı, taksimden sonra taşınmazı kimin kullandığı hususları ve taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyasına ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı konularında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraat bilirkişi raporunu da irdeleyen, tarımsal niteliğini taşınmazın diğer bölümleri ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde açıklayan, taşınmazın toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak suretiyle çekişme konusu taşınmaz bölümünün hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; davacının kök murisinin terekesi yöntemince taksim edilmemiş ise murisin terekesinin belgesiz zilyetlik yoluyla 100 dönüm taşınmaz edinebileceği, geçerli bir taksimin varlığı halinde taksim tarihinden tespit tarihine kadar mirasçıların 20 yıllık bağımsız zilyetliklerinin bulunması halinde her bir mirasçının kendi adına belgesiz zilyetlikten tespit edilen taşınmaz miktarı araştırılarak norm sınırının 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi gereğince kuru arazide 100 dönüm olduğu göz önüne alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.