22. Hukuk Dairesi 2016/9421 E. , 2019/7097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin iş akdini ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, başa yerde çalışmak amacı ile iş yerinden ayrıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan deliller ile kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda davacı davalıya dava açmadan önce ihtarname ile temerrüde düşürmüştür. Mahkemece hüküm altına alınan yıllık izin alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesinde yıllık izin yönünden faiz talebinde bulunulmuş ancak hangi tarihten itibaren faiz yürütlmesinin talep edilmediği görülmüştür. Davacı taraf sunduğu ıslah dilekçesinde ise yıllık izin alacağına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir. O halde mahkemece dava dilekçesi ile talep edilen miktara dava tarihinden ıslah dilekçesi ile talep edilen miktara ise temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 3. maddesinde yönetici “İşveren vekili olarak hareket eden kişi” olarak tanımlanmıştır. Yöneticinin görev ve sorumluluklarının düzenlendiği aynı yönetmeliğin 4. maddesinde “Konut yöneticisi, İş Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında ve yargı uyuşmazlıklarında işverenin temsilcisidir” denildikten sonra aynı maddenin devamında yöneticinin “Kapıcının İş Kanunu ve sözleşmesinden doğan ücret ve tazminat haklarını zamanında ve usulüne uygun olarak ödemek, sigorta primlerini zamanında yatırmak” şeklinde görev ve sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru olmaz. Mahkemece kat maliki ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmü uyarınca da, yöneticinin, ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek kapıcının İş Kanunundan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır.Somut olayda, mahkemece hüküm fıkrasında kabul edilen alacakların davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi anılan yönetmelik ve kanun düzenlemelerine aykırıdır. Bu halde mahkemece “kat maliklerinden eşit olarak tahsil edilerek davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Ne varki yukarıda sözü edilen bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddeleri uyarınca düzelterek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:1) Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. B bendinde yer alan "ıslah tarihinden" sözcüklerinin çıkarılarak yerine "temerrüt tarihi olan 12.05.2012 tarihinden" rakam ve sözcülerinin eklenmesine
2) Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1.A-B-C-D, 2, 3, 4, bendlerinde yer alan "davalıdan" sözcüğünün kaldırılarak yerine "kat maliklerinden eşit oranda" sözcüklerinin eklenmesine
3) Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 5 nolu bendinde yer alan "davalıya" sözcüğünün kaldırılarak yerine "kat maliklerine eşit oranda" sözcüklerinin eklenmesine hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 01/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.