Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/16557
Karar No: 2021/3749
Karar Tarihi: 01.07.2021

Danıştay 4. Daire 2016/16557 Esas 2021/3749 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16557
Karar No : 2021/3749

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla asıl borçlu … Gıda ve Temizlik Ür. San. Tic.Ltd.Şti'nin muhtelif vergi borcunun tahsili için düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı adına "kanuni temsilci" sıfatıyla ihtilaf konusu ödeme emirleri düzenlenmişse de; davacının anılan şirkete 05/12/1997 tarihinde kanuni temsilci olarak atanmakla birlikte 11/05/1998 tarihinde hisselerini devrettiği, bu tarihten sonra ise şirkete kanuni temsilci olarak atandığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasında mevcut olmadığı, ihtilaf konusu dönemler için öncelikle davacının uyuşmazlığa esas amme alacakların doğduğu ve ödenmesi gerektiği tarihte anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğunun ortaya konulamaması, amme alacaklarının kanuni temsilci sıfatı ortaya konulmadan kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava dosyasında yer alan 09/12/1997 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan ve 05/12/1997 tarihinde tescil edilmiş olan ortaklar kurulu kararıyla, davacının 5 yıl süreyle … Gıda ve Temizlik Ür. San. Tic. Ltd. Şti müdürü olarak seçildiğinin açık olduğu, davacının hisse devrinin Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan ettirmediğinin açık olduğu; dolayısıyla bu devrin şirket içi ilişkiler bakımından geçerli olduğu, davacının şirketi temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin bir karar alınmadığının da açık olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden asıl borçlu … Gıda ve Temizlik Ür. San. Tic. Ltd. Şti'ne 05/12/1997 tarihinde kanuni temsilci olarak atanan ve 11/05/1998 tarihinde hisselerini devreden davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla asıl borçlu şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; Vergi Mahkemesince davacının hissesini devrettiği tarihten sonra da şirketin kanuni temsilcisi olduğunun ortaya konulamadığından kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davacının şirket hisselerini devretmesiyle ortaklık sıfatı sona ermekle birlikte, şirketi temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin ayrıca bir karar alınmadığı açık olup, 13/01/2016 tarihinde bilgisayar ortamında yapılan tüzel kişilik ortaklık ve yöneticilik sorgulamasında halen yönetici ve ortak göründüğü ve dosyada şirkete yeni bir müdür seçildiğine ilişkin bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı göz önünde bulundurulduğunda; aksine bir karar alınmadığı ve davacı tarafından aksi ispat edilmediği sürece asıl borçlu şirketi 5 yıl süreyle temsil yetkisi devam ettiğinden, 1997-2002 yılları arasında kanuni temsilci sıfatı devam eden davacının sorumluluğuna gidilebileceği amme alacağının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla yapılan işlemlerinin incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken ortaklık sıfatı sona eren davacının, kanuni temsilcilik sıfatının da sona erdiğinden bahisle sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle verilen Vergi Mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının esasta oybirliği gerekçede oyçokluğuyla BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde karar verildi.


(X) KARŞI OY :
1998 yılında gerçekleşen hisse devri sonucu şirkette ortaklık sıfatı sona erse de, 2002 yılının 12. ayının 5'ine kadar yöneticilik görevi devam eden davacının hisse devriyle kanuni temsilciliği de sona erdiğinden bahisle davanın kabulüne yönelik Mahkeme kararı hukuka uygun düşmemiştir.
Öte yandan fiili zamanaşımı VUK-114-fiili zamanaşımında 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinde ne zaman başlayıp ne zaman sona erdiği düzenlenmiştir.
Şu halde, davacı hakkında VUK 10. madde anlamında kusura dayalı sorumluluk hususu ile 2002 yılına ilişkin devreden ödeme emriyle takip olunan amme alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususuda değerlendirilerek bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi