Esas No: 2018/1611
Karar No: 2021/3542
Karar Tarihi: 01.07.2021
Danıştay 3. Daire 2018/1611 Esas 2021/3542 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1611
Karar No : 2021/3542
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Et Enteğre Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2010 yılının Ocak ila Mart dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının asıl amme borçlusu şirketteki kanuni temsilcilik sıfatının 17/03/2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilerek sona erdikten sonra, şirketin hesap ve işlemlerinin incelenebilmesi için defter ve belgelerinin ibrazının şirketin yeni temsilcisinden 03/11/2015 tarihinde tebliğ edilen yazıyla istendiği, ancak ibraz edilmemesi üzerine katma değer vergisi indirimlerinin reddedilerek vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi salındığı, davacının kanuni temsilciliği sona erdikten sonra gerçekleşen defter belge ibraz etmeme fiilinden dolayı yapılan tarhiyattan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı için ilgili dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ödeme emrine itiraz sebeplerinin borcun olmadığı, kısmen ödendiği ve zamanaşımına uğradığı iddialarıyla sınırlı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun mükerrer 35. maddesinde ise, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
Davacının temsil yetkisinin 17/03/2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla sona erdiği, asıl borçlu şirketin defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz olduğu 2010 yılının Ocak ila Mart dönemlerine ilişkin yapılan tarhiyat sonucu doğan borçların ödenmemesi nedeniyle kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca kanuni temsilcinin sorumluluğu temsil yetkisinin sona erdiği döneme kadar olduğundan, ödeme emrine konu borcun ilgili olduğu dönemde yetkisi devam eden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.