(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2018/5723 E. , 2019/12903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
... Bölge Adliyesi Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... ... Eğt. A.Ş. vekili avukat ... ile davalı ... Başkanlığı vekili avukat ... geldi. Hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; kimlik kontrolü yapılmadan kurum mensubu kişilerin kimlik bilgilerinin kullanılarak başka hastalara ... hizmeti sunulduğu sebebi ile hizmet bedelinin beş katı tutarında ceza verilmesi ancak verilecek cezanın 10.000,00 TL"den az olamayacağı hükmü gereği her bir hasta yönünden 10.000,00 TL cezai şart uygulandığının belirtildiği, toplam 12 adet işlem için 120.000,00 TL tahsil edildiğini, bu hastalar için kuruma fatura edilen bedelin 434,89 TL olup alacaklarından bu bedelin de mahsup edildiğini, bu nedenlerle tahsil edilen 120.434,89 TL’nin davalıdan tahsili ile tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisine ödenmesine, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.4. maddesinin uygulanmasının yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece; Özel ... Hastanesinin dava konusu hastalardan, başvuru esnasında Kimlik kontrolü yaptıktan sonra mezkur hastalar tarafından imzalanmış Hasta Onay Formu aldığı, dosyada isimleri yazılı olan dava konusu hastalar ile hastaneye başvuran hastaların yerine muayene ve tedavi olan kişilerin kasıt, kusur ve kanuna aykırı davranışlarından bahsedilebileceği, davacı hastane çalışanlarına bu nedenle kusur yüklenemeyeceği, davalı Kurum tarafından davacı Özel ... Hastanesine kesilen cezaların dayanağı olan sözleşmeye göre; hastanenin kesintilere neden olan suç veya kusurlu davranış halinin, kuşkuya yer verilmeyecek şekilde açık delil ile ortaya konması gerektiği halde, davacı hastanenin uygulamalarına bakıldığında sunulmayan bir ... hizmetinin Kuruma fatura edilmesi veya haksız kazanç gibi eylemlerle ...’yı zarara uğratma teşebbüsünün olduğuna dair dosya ve eklerine bakıldığında hiçbir hukuki belge ve bulgunun olmadığı anlaşılmış ve davacının dava açmada haklı olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne 36,84 TL"nin 09/11/2010 tarihinden, 10.103,71 TL"nin 10/12/2010 tarihinden, 30.115,49 TL"nin 11/02/2011 tarihinden, 10.056,05 TL"nin 11/02/2011 tarihinden, 10.035,63 TL"nin 11/02/2011 tarihinden, 10.058,56 TL"nin 10/03/2011 tarihinden, 10.048,53 TL"nin 09/06/2011 tarihinden, 10.111,23 TL"nin 12/07/2011 tarihinden, 10.070,34 TL"nin 12/07/2011 tarihinden, 10.066,08 TL"nin 12/07/2011 tarihinden, 9.731,53 TL"nin 10/01/2012 tarihinden itibaren toplam 120.434,00 TL nin işleyen yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalının istinaf talebi üzerine BAM ilgili dairesince "Davacı hastane ve davalı kurum arasındaki, yukarıda zikredildiği üzere, sözleşme hükümleri,... hükümleri 5510 sayılı kanunun ilgili hükümleri, hukuk mantığı, ve tüm yasal mevzuat davacı hastanenin muayene ve tedavi olan hastaların kimliklerini dikkatli bir şekilde kontrol edip hizmet sunulan hastaların ... sigortasından yararlanan (..."lı) hastalar olduğunu denetlemekle yükümlülüğü getirmiştir. Dolayısıyla yok muayene esnasında ...lı şahıs yerine başka biri geçti yok hamilelik nedeniyle fiziki değişikliğe uğrayan hastaların kimliği tespit edilemedi gibi savunmalara itibar edilip faturanın kuruma kesilmesi yasal mevzuata aykırıdır. Hükme esas alınan ek rapora itibar edilmesine olanak yoktur." gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalının istinaf talebinin kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tedavi ettiği hastaların ibraz ettikleri kimlikleri kontrol ederek hizmet sunduğunu, buna rağmen davalı kurumca hakkında cezai işlem uygulandığını, kimlik tespiti sırasında kusurlu olmadığını, hastalardaki fiziki değişiklikler nedeniyle kimlik fotoğraflarıyla doğrulama yapmanın güçleştiğini ileri sürerek, kendisinden tahsil edilen cezai şart bedeli ve tedavi bedelinin davalıdan tahsili ile davalıya borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açmış, davalı ise uygulanan cezai işlemin taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.4. maddesine uygun olduğunu savunmuştur. Bu durumda, davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, davacının aralarındaki sözleşmeye uygun davranıp davranmadığına ilişkindir. Dosya kapsamındaki oniki hastanın beyanına göre hastaneye kimlik ibraz etmişler ve davacı kimlik tespiti görevini yerine getirmiştir. Ancak, hastaların da belirttiği üzere ibraz ettikleri kimliklerdeki kişilere yakın akrabalıkları nedeniyle çok benzedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıdan, gelen hastaların başka kişilerin kimliklerini sunduğunu tespit etmesini beklemek hakkaniyete uygun düşmeyecektir. Dava konusu uyuşmazlıkta, dava dışı hastalar, davacı hastaneyi yanıltmaya yönelik kasıtlı eylemlerde bulunmuşlardır. Zira hastalar, kendilerine çok benzeyen kişilerin kimlikleri ile tedavi hizmeti almaya çalışarak davacı kurum çalışanlarının iradelerini sakatlamışlardır. Başka bir şekilde de kimlik tespiti yapması mümkün olmayan hastanenin sözleşmeye uygun davrandığı kabul edilmelidir. Ayrıca hastaların hamilelik nedeniyle tedavi oldukları da dikkate alındığında 5510 sayılı Kanun gereğince doğum, hamilelik halinde ... hizmeti verilmesi için kurum tarafından ... yardımının karşılanması şartı olmadığı, her halükarda ... hizmeti verileceği, bu anlamda da idarenin bir zararının bulunmadığı ortadadır. Tüm bu nedenlerle davacının sözleşmeye uygun davrandığı, hakkında uygulanan cezai işlemin haksız olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda BAM ilgili dairesince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, davacının tedavi olan hastaların kimliklerini dikkatli bir şekilde kontrol etmediği için yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, cezai işlemin haksız olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.