Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/1912
Karar No: 2008/2392

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/1912 Esas 2008/2392 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2007/1912 E.  ,  2008/2392 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Evlat Edinme

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlıgının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılıgı tarafından istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesi, kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ihtiva eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümlerin, Adalet Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceğini hükme bağlamıştır. Davalıya hükmün tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında komşu imzası bulunmadığından tebligat geçersizdir. (Tebligat Kanunu m.21) Gerçekleşen bu durum karşısında hükmün kesinleşmediği ve Türk Medeni Kanununun 318/1. maddesi uyarınca, esasa ilişkin noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde Cumhuriyet Savcısının evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği de gözönüne alınarak, kanun yararına bozma isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan sebeple Cumhuriyet Savcılığının kanun yararına temyiz isteğinin REDDİNE, oyçokluğuyla karar verildi.27.02.2008 (Çrş.)

    KARŞI OY YAZISI

    Kararın taraflara tebliğ edildiği ve süresi içinde temyiz edilmeyerek 13.9.2006 tarihinde kesinleştiği, bu hususun hakim tarafından kararın altına şerh konulmak suretiyle belirtildiği anlaşılmaktadır. Taraflara yapılmış bir tebligat vardır ve tebliğle ilgili bir usulsüzlük iddiası da bulunmamaktadır. Kaldı ki, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. (Tebligat K.m.32/1) Karar, davalının da isteğine uygun olduğuna göre, artık, kararın davalıya tebliğinin usulüne uygun mu değil mi olduğu, davalının bu yönde bir başvurusu olursa incelenebilir. Ortada, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş olan bir hüküm mevcuttur. Kanun yararına temyizin koşulu gerçekleşmiştir. Bu bakımdan, sayın çoğunluğun “davalıya yapılmış olan tebliği geçersiz sayan ve bunun sonucu olarak kararı kesinleşmemiş kabul eden” görüşüne katılmıyorum. Diğer taraftan; Yargıtay, kanun yararına temyiz talebiyle önüne gelmiş bir kararı, bozma sebebinin yerinde olup olmadığıyla sınırlı olarak inceleyebilir. Gösterilen bozma sebebini yerinde görürse hükmü, sonuca etkili olmamak üzere bozar. Görmezse temyiz istemini reddeder. Bunun dışında inceleme yapamaz veya hükmü başka bir sebepten dolayı bozamaz. Yerel Cumhuriyet Savcılığının, Türk Medeni Kanununun 318/1. maddesi uyarınca “evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası” açabilecek olması, kanun yararına temyize başvurmaya engel olmadığı gibi, bu temyizle elde edilmek istenen, verilmiş ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bir hükmün “yürürlükteki hukuka aykırılığını” ortadan kaldırmayacaktır. Çünkü, Cumhuriyet Savcısının Türk Medeni Kanununun 318/1. maddesine dayanarak açacağı dava sonucunda elde edeceği hüküm, kesinleşmiş olan evlatlık ilişkisini, bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte kurulduğu andan itibaren değil, ancak ileriye dönük olarak ortadan kaldıracaktır. Bu bakımdan; gerekçedeki “yerel Cumhuriyet Savcılığının 30.10.2006 günlü isteminin, yerel mahkemece Türk Medeni Kanununun 318/1. maddesi hükmü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine” ilişkin sayın çoğunluk görüşüne de katılmıyorum. Sonuç olarak temyiz dilekçesinde gösterilen bozma isteği yerindedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesi gereğince, sonuca etkili olmamak üzere, gösterilen sebep doğrultusunda kanun yararına bozulmasına karar verilmelidir.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi