Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-#Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı kocanın aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Bozmaya uyulduğuna göre, mahkemece, bozma gereğince hüküm kurulması gerekir. Bozma kararında davalı-karşı davacı kocanın boşanma davasının reddi gerektiği belirtilmiştir. Bu yönde hüküm kurulması gerekirken, "boşanmalarına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davacı-karşılık davalı, dava dilekçesiyle ayrılığa karar verilmesini istemiş olup, dava yanlız ayrılığa ilişkindir. (TMK.170/2) İlk hükmün "...ayrılık davasının kabulü gerektiğinden" bahisle bozulmasından sonra davacı-karşı davalı vekili, 18.4.2007 tarihli dilekçesi ile talebini boşanma olarak ıslah ettiğini belirtmiş ise de, Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra ıslah mümkün değildir. (4.2.1948 tarihli 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Bu husus gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Hümün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davalı-karşı davacının bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.02.2008 (Çrş.)