Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9475 Esas 2016/5568 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9475
Karar No: 2016/5568
Karar Tarihi: 04.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9475 Esas 2016/5568 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi, Kamulaştırma Yasası kapsamında bir taşınmazın bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemiyle açılan davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi bu kararı bozmuştur. Karar açıklamasında, bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ve dava konusu taşınmazın uygun emsaller ile karşılaştırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, tapu kaydındaki irtifak hakkının taşınmaza meydana getirdiği kaçınılmaz değer kaybının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda Kanunlar olarak Kamulaştırma Yasası'nın 10. ve 11. maddeleri, İmar Yasası'nın 18. maddesi ve 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi belirtilmiştir.
18. Hukuk Dairesi         2015/9475 E.  ,  2016/5568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 190 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki;
    1-Kamulaştırma Yasası"nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
    Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza somut emsal olarak incelenen ... Mahallesi 993 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 83/4800 hissesi ... adına kayıtlı iken ... adına ... vekaleten hissesinin tamamı aynı soyadlı ..."na satıldığı, satılan hisse miktarı küçük bir hisse olup değerlendirmede yanıltıcı sonuçlara götürebileceğinden emsal olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.
    Bu nedenle mahkemece, taraflara yeni emsal bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde re"sen emsal getirtilmesi, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek uygun emsal satışlar esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
    Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası"nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
    2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2014 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçede emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığı düşünülemeyeceğinden uygun emsal araştırması yapılarak emsal kayıtları getirtilip yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapan ek rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    2-Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında, dava konusu taşınmazın 731 m² lik kısmında TEK lehine eski irtifak hakkının mevcut olduğu anlaşılmış olup, bu irtifak hakkının taşınmazda meydana getirmesi kaçınılmaz değer kaybının bilirkişi kurulunca dikkate alınmamış olması,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.