Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6865
Karar No: 2013/12061
Karar Tarihi: 16.04.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/6865 Esas 2013/12061 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/6865 E.  ,  2013/12061 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı işçi, davalı işyerinde 01.03.2002-31.07.2010 tarihleri arasında hekim olarak çalıştığını, 5947 sayılı yasaya göre hem resmi/kamu hastanelerinde hem de özel sağlık sektörde çalışan hekimlerin en geç 30.07.2010 tarihinden sonra özel sektörde kısmi zamanlı çalışmaların yasaklandığını, davalıya verdiği 30.05.2010 tarihli dilekçesi ile söz konusu yasal zorunluluk nedeniyle 30.07.2010 tarihinden itibaren çalışamayacağını bildirdiğini, daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından ilgili yasanın ilgili hükümleri iptal olunca davacının davalıya verdiği 23.07.2010 tarihli ikinci dilekçesi ile yasal zorunluluğun ortadan kalktığını, daha önce verdiği 30.05.2010 tarihli dilekçesinin dikkate alınmamasını işine devam edeceğini bildirmesine rağmen davalının söz konusu dilekçeyi görmezlikten gelerek iş sözleşmesinin feshini bildirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ve izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı işveren, davacının 30.05.2010 tarihli dilekçesi ile 30 Temmuz 2010 tarihinden geçerli olarak istifa ettiği (iş akdini feshettiğini) yazılı olarak bildirdiğini, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi devlet hastanesinde memur statüsünde çalışan bir kamu personeli olduğunu, 2368 sayılı Sağlık personelinin tazminat ve çalışma esaslarına dair kanun 3.maddesinde kamuda çalışan hekimlerin genel olarak kamu dışında çalışmaları hekimlik mesleğini icra etmelerinin yasaklandığını, ancak aynı Kanunun 4.maddesinde belli koşullar altında bu yasağın kaldırılacağı ve serbest çalışmaya izin verileceğinin düzenlendiğini, bu düzenleme gereği davacının çalıştığı devlet hastanesinde part-time (kısmı süreli )çalışmaya geçmiş olduğundan kendisi ile işveren arasında düzenlenen iş sözleşmesinde part-time çalışacağının kararlaştırıldığını, 1219 sayılı Kanunun 5947 sayılı kanun ile değişik 12 inci maddesinin ikinci fıkrası birinci cümlesindeki bentlerden yalnızca birindeki ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 16.07.2010 tarihli kararı ile iptal edildiği, ancak üçüncü fıkra ile ilgili bir iptal kararının olmadığını, bu duruma göre üçüncü fıkra mucibince kamu hastanesinde çalışan davacının mesai saatlerinden sonra SGK ile sözleşmeli olarak çalışan davalı şirkete ait özel diyaliz merkezinde çalışabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacının 31.07.2010 tarihinden itibaren müvekkili şirketin diyaliz merkezinde

    çalışmasına yasal olarak imkan kalmadığını, davacının işine işveren tarafından son verilmediğini, kendi isteği doğrultusunda işten ayrılmış olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının davalı işverene 30.05.2010 tarihinde dilekçesinin yasal zorunluluk sebebiyle verildiği, davacının 23.07.2010 tarihinde davalı işverene verdiği ve Anayasa Mahkemesinin iptali nedeni ile kendi lehine doğan durum nedeni ile ilk 30.05.2010 tarihli dilekçesinin dikkate alınmaması gerektiği bildirildiği halde işverence dikkate alınmadığı ve iş sözleşmesinin işverence feshedildiği gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. Diğer talepler yönünden red kararı verilmiştir.
    Hükmü yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2 – Davacı işçinin Sağlık Bakanlığına ait devlet hastanesinde part – time usulü çalıştığı sırada davalı özel diyaliz merkezi ile yaptığı sözleşme kapsamında iş sözleşmesiyle 01.03.2002 – 31.07.2010 tarihleri arasında çalıştığı tartışmasızdır.
    Davacı işçi 30.05.2010 tarihli dilekçesinde 5947 sayılı Yasanın yürürlüğe gireceği 30.07.2010 tarihinden sonra görevini sürdürmesini imkansız olduğunu belirmiş ve görevinin belirtilen tarihte sona ereceği açıklanmıştır.
    Davacının 23.07.2010 tarihli dilekçesinde ise tam gün yasasıyla ilgili yapılan adli değerlendirmeler kapsamında özel sağlık kuruşlunda çalışma yasağının ortadan kalktığı belirtilerek görevine 01.08.2010 tarihinden sonra da devam edeceği bildirilmiştir.
    Davalı işverence 30.05.2010 tarihli dilekçe işleme konulmak suretiyle iş ilişkisi 31.07.2010 tarihinde sona ermiştir.
    Davacının dilekçesi istifa mahiyetinde olup davalı işverene ulaşmakla sonuçlarını doğurduğu kabul edilmelidir. Bildirim öneli verilerek yapılan feshin ardından fesih beyanının tek taraflı olarak geri alınması mümkün değildir. Bu itibarla davacı işçinin daha sonra verdiği dilekçe kapsamında çalışmak istemesinin işverence kabul edilmemiş olması işveren feshi anlamında değerlendirilemez. İş sözleşmesi işçinin 30.05.2010 tarihli bildirimi sonucu ve verilen süre bitiminde sona ermiştir. Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçini ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazandığının kabulü yerinde değildir.
    Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2010 gün ve 2010/29 E, 2010/90 K. sayılı kararının adından yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre de davacının 31.07.2010 tarihin sonrasında devlet hastanesindeki görevi devam ederken özel sağlık kuruluşunda çalışması mümkün değildir. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San"atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 5947 sayl Yasayla değişik 12. maddesinin 2. fıkrasında, Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların mesleklerini icra edebilecekleri sağlık kurum ve kuruluşları üç bent halinde açıklanmıştır. Buna göre;
    a) Kamu kurum ve kuruluşları.
    b) .... Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, .... Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri.
    c) .... Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, .... Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversitelerinde görev yapmaları mümkündür.
    Aynı Yasanın 5947 sayılı Yasayla değişik 3. fıkrasında “Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir” şeklinde kurala yer verilerek, birden fazla yerde çalışmanın ancak aynı bent içinde kalan sağlık kurum ve kuruluşları yönünden geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.

    Bu durumda Anayasa mahkemesinin iptal kararı 1219 sayılı Yasanın 12. maddesinin 2. fıkrasıyla ilgili olup 3. fıkra yönünden verilmiş bir iptal kararı bulunmamaktadır.
    Bu durumda davacının 31.07.2010 tarihi sonrasında da devlet hastanesindeki görevi devam ederken davalıya ait özel sağlık kuruluşunda çalışması mümkün olmadığından, davacının 23.07.2010 tarihli dilekçesinin mevcut mevzuat açısından da bir değeri bulunmamaktadır.
    Davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi