
Esas No: 2020/373
Karar No: 2020/777
Karar Tarihi: 23.11.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/373 Esas 2020/777 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1085 Esas
KARAR NO : 2020/768
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ... Sanayi Sitesi Şubesi ile davalı kredi lehtarı ... San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı kefillerinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmeye istinaden kredili mevduat hesabı kredisi, spot kredi ve taksitli kredi kullandırıldığını, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle .... Noterliğinin 03.10.2018 tarihli ve ... yevmiye no.lu ihtarnameleri keşide edilmesine rağmen 1.424.344,70TL nakdi kredi borcunun ödenmediğini, hesap kat ihtarnamesi ile verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/borçluların asıl borca ve takibin tüm fer'ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, taleple edilen faizin sözleşmenin 22 m ile TMK 2. m. uygun olduğu, Genel Kredi Sözleşmesinin 41 m. delil anlaşması mahiyetinde olduğunu, bu nedenle müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağını, iş bu nedenlerle itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu ileri sürülüp, 1.498.344,28TL nakdi kredi üzerinden itirazın iptali ile takibin devamını ve davalıların % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kredi taksitlerini düzenli olarak ödediklerini, sadece 1 adet taksitin geciktiğini ve onunda kısa süre içinde ödendiğini, davacı banka haksız olarak tüm kredi hesaplarını kesip kat ettiğini, oysaki düzenleyici otoritelerin 90 günü aşan gecikmeleri dikkate aldıklarını, davacı banka ise düzenleyici otorite kararlarına aykırı olarak kredi hesaplarını erken kesip kat ettiğini, davacı bankanın keşide ettiği hesap kat ihtarına ....Noterliğinin 26.10.2018 tarih ve ... yevmiye no.lu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, ancak davacı banka yine de takibe devam ettiğini belirterek, işbu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 18/07/2019 tarihli celsesi 3 nolu ara kararı uyarınca, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 09/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
'' İNCELEME, TARTIŞMA ve DEĞERLENDİRME:
Takip ve Davanın Dayanağı Delilerin İncelenmesi:
Sayın mahkemenin HMK 218 m. ile 278/son m. uyarınca vermiş olduğu yetki çerçevesinde davacı bankadan bizzat temin edilen hesap ekstresi ve kayıtlar ile dosya içeriğinde toplanan delillere göre aşağıda hesap ve değerlendirme yapılmıştır.
A)Genel Kredi Sözleşmesi:
Yukarıda tabloda görülebileceği üzere davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı ... arasında toplam 3.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir. İşbu sözleşme tarihi nazara alındığında 6098 sayılı yeni TBK'nu yürürlüğe girdikten sonra akdedilmiş oldukları görülmektedir. (İLİŞİK-1),
İşbu sözleşmeleri davalı kefillerinde (...-...) toplam 3.000.000,00 TL kefalet limiti tahtında "müteselsil kefil" sıfatıyla imzalamış oldukları açıkça görülmektedir.
B)Kefilin Sorumlu Olduğu Miktar ve Yükümlülükleri :
1-Kefalet Sözleşmesi: Kefalet akdi bilindiği üzere, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu düşünülmektedir.
Davalı/kefilin/lerin Genel Kredi sözleşmesinde, müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunmaktadır. (TBK 586.m) Bilindiği üzere, kefaletin şartlan TBK 583 m. Etraflıca düzenlenmiştir.
Bir Kefaletin Geçerli Olabilmesi İçin,
1) Yazılı şekilde yapılması,
2) Kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi,
3) Kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması,
4) Kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması icap
eder,
5) Yeni TBK'nun 583 m. göre kefalet türü, tarihi, kefalet limiti ve diğer hususlar kefilin kendi el yazısı ile yazılmış olduğu, diğer yandan gerçek kişi kefiller yönünden (...-...) TBK'nun 584 m. Hükmü uyarınca eş muvafakati/rızası tesis edilmemiştir.
TBK'nun 584 m. eklenen ilave bir fıkra ile; Ek fıkra : 28.3.2013- 6455 S.K. / m.77) " Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz."; hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 08.06.2016 ve 11.04.2017 tarihli sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013'den sonra akdedilmiş olup, işbu sözleşmelerde gerçek kişi kefiller yönünden eş muvafakati tesis edilmemiştir.
Ancak, yasal değişiklik tarihinden daha sonra akdedilmiş olan sözleşmeler için, davalı/kefillerin şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine davacı bankaca ihtiyaç duyulmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda arz edildiği üzere, kefilin sorumlu olacağı "muayyen kefalet limitinin " sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.'nun 582. ve 583. m. öngörülen " diğer şekli yasal unsurlarında " açıkça teşekkül etmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, geçerli bir kefaletin mevcut olup olmadığının nihai takdiri sayın mahkemeye aittir.
2-Kefilin Sorumluluğu: TBK'nun 589 ve 590. Maddesi (Mülga:BK 490. m) ; Yeni TBK göre; " Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur/Eski BK göre; Kefil, kefil olduğu miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur. "; denildiği,
Y. 19.HD.09.1.21993 T.92/9781 Es. 93/8447s.K " Kefilin temerrüdü, kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK'nun 117 m/mülga B.K. 101/2. maddesi hükmünce temerrüt ihtarında bulunması ile gerçekleşir."; denildiği,
Görülebileceği üzere kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile doğabileceği hem yasa ve hem de emsal Yargıtay Kararları ile sabittir. Bu husus aşağıda (VI) başlığı altında irdelenmiştir.(TBK 590 m./mülga: B.K 491.m)
Bu durumda davalı/kefilin, sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacaklarının kabulü gerektiği ifade edilebilir.
Y.19.HD. 11.6.2001 T. 736/4536 s.K: "...Bu nedenle mahkemece, davalı bankanın defter ve belgeleri üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ayrıca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak saptanmalı, temerrüt tarihi ile bulunan asıl alacak kefillerin kefalet limitlerinden az ise borcun tamamından fazla ise, sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu oldukları miktar bulunmalı ve uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır "; denildiği,
Emsal Yargıtay Kararı: 19.HD 03.05.2002 T, 2001/9490 E ve 2002/3356 s. K. " ....sözleşmedeki kefalet limitinin 2.500.000.000.-TL olduğu gözetilip yukarıda açıklanan kural dikkate alınarak, takip tarihine kadar sözleşme hükümlerine göre belirlenen temerrüt faizi ve faizin BSMV'si hesaplanarak, takipten sonra B.K'nun 104/son mad. uyarınca asıl alacağa temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde icradaki kabulde dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. "; denildiği
3-Kefilin Sözleşme İle Düzenlenen Sorumluluğu:
Genel kredi sözleşmesinin 57-58.sayfasında kefalet akdi bölümünde davalı/kefillerin kefalet imzaları bulunmaktadır. Davalı/kefilin kefaletlerinin TBK'nun 583 m. hükmüne göre irdelendiğinde, kefalet akdi bölümünde kefalet limiti, kefalet türü, kefalet tarihi, açık adres ve kefalet imzalan mevcuttur.
C)Kullandırılan Krediler:
Dosya içeriğine göre davalı kredi lehtarı ... San. ve Tic.Ltd.Şti. ne kredili mevduat hesabı, iskonto ve taksitli kredi kullandırılmıştır.
IV-)Cari Hesabın Kat'ı ve Temerrüt Tarihinin Tespiti:
a)Hesabın Kat'ı: Sözleşmenin 20.mad. hükmü uyarınca özetle;
....Noterliğinin 03.10.2018 tarihli ... yevmiye sayılı ihtarnamesi
ile cari hesabın 01.10.2018 tarihi itibariyle kesildiği ve kat edildiği toplam
1.424.344,70 TL NAKDİ alacağın (24) saat içinde ödenmesi, aksi halde yasal
yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiği, (İLİŞİK-2)
b)Nakdi Kredi Alacağının İrdelenmesi:
Kat İhtarı İle İstenilen Alacağın Banka Kayıtları İle Uyumu:
Davacı bankadan bizzat temin edilen 2 adet İskonto kredisi, kredili mevduat hesabı ve 4 adet taksitli kredi ödeme planı ve hesap ekstreleri tek tek tetkik edildiğinde, anapara bağlamında birebir uyumlu oldukları, bir kısım faizlerin aktifleştirilmemiş oldukları, ancak bu işlemiş faiz ve ferilerin dönemsel olarak hak edilmiş olduğu için talep edilebilir nitelikte bulunmuştur.(BDDK'nun Karşılıklar Kararnamesine atfen yayımlanmış olduğu Yönetmeliğin IV.BÖLÜM 17 m. uyarınca aktifleştirilmemiş oldukları anlaşılmaktadır) Neticeten hesap kat ihtarıyla talep edilen alacağın yerinde olduğu değerlendirilmektedir.(İLİŞİK-3)
c)İhtarnamenin Tebliği:
-Davalı kredi lehtarı -... San. ve Tic. Ltd. Şti; muhatabın gösterilen adresinde daimi çalışan işçisi//memuru ...'a 06.10.2018 tarihinde tebliğ Edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil -...: Muhatabın gösterilen adresinden tanınmaması ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 06.10.2018 tarihinde iade edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil-...: Muhatabın gösterilen adresinden tanınmaması ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 06.10.2018 tarihinde İADE Edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davalı kredi lehtarı şirket yönünden sözleşmenin 28 m. (yasal ikametgah taahhüdü) İİK'nun 68/b m. Ve T.K'nun 20 m. hükmü uyarınca geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği Düşünülmektedir.
Ancak, Sözleşmenin 18. m. ile yasal ikametgah taahhüdü düzenlenmiştir. Davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen ve bilinen adreslerine tebligat çıkarılmıştır. Davalı/kefiller adres değişikliği olduğunu davacı bankaya ihbar/ihtaren bildirdiğine dair herhangi bir belge (ihtar/ihbar) bulunmamaktadır. Bu durumda davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen ve bilinen adresine çıkarılan tebligatların hukuki sonuç doğurabileceği düşünülmektedir. Elbette ki nihai takdir her halükarda sayın mahkemeye aittir.
Davalı kefillere sözleşmesel olarak geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği her ne kadar düşünülmekte ise de, davalı/kefillere gönderilen tebligatlar bila tebliğ geri dönmüştür. Başta TTK'nun 7 m. uyarınca özellikle davalı/kefillere hesap kat ihtarı tebliğ edilememiştir.
Ancak; Yargıtay 19.HD: 01.12.2015 tarih, 2014/20249 E. Ve 2015/15889 s. K: " Somut olayda, dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olan davalı kefillere, hesap kat İhtarı tebliğ edilememiş ise de, hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya tebliğ edildiği ve böylece asıl borçlunun takipten Önce temerrüde düşürülmüş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kefillerin takip tarihi itibariyle sorumluluklarının asıl borç ve asıl borca takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizleri toplamının kefalet limitini geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde yeterince araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle hüküm davacı/banka yararına BOZULMUŞTUR."; denilmiştir.
Yargıtay ... HD. 22.02.2016 Tarih, 2015/... E. ve 2016/... sayılı Kararı; "Davalı, davacı banka ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Dosya içeriğinden davalı kefilin icra takibi öncesinde temerrüde düşürülmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle, hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, davalı kefilin, asıl borçlunun asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumlu olduğu gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. "; denilmiştir.
Yargıtay 19.HD. 01.12.2015 Tarih, 2015/20249 E. ve 2016/15889 sayılı Kararı; "Somut olayda, dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olan davalı kefillere, hesap kat ihtarı tebliğ edilememiş ise de, hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya tebliğ edildiği ve böylece asıl borçlunun takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kefillerin takip tarihi itibariyle sorumluluklarının asıl borç ve asıl borca takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizleri toplamının kefalet limitini geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir."; denilmiştir.
Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere yukarıda belirtilen emsal Yargıtay Kararları nazara alınarak, özellikle davalı kredi lehtarı şirketin İİK'nun 68/b m. hükmü uyarınca temerrüde düşürülmüş sayıldığının kabulü halinde, davalı kefillerin TBK'nun 589 m. hükmü uyarınca davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı gözönüne alındığında, davalı/kefillerin temerrüt faizinden ve ferilerinden kefalet limitiyle sınırlı olarak sorumlu oldukları kanaati edinilmektedir. Ancak her halükarda nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
d)Temerrüt:
-Davalı kredi lehtarı şirket yönünden: Davalı kredi lehtarı şirkete ödeme için verilen (1) günlük mehil müddeti bitimine müteakip 08.10.2018 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluşmuş olduğu kanısına varılmıştır.
-Davalı/kefiller yönünden: Davalı/kefillerin sözleşmede gösterilip bilinen adreslerine tebligat çıkarılmıştır. Esasen sözleşmenin 28 m. altında yasal ikametgah taahhüdü zaten düzenlenmiştir. Bu durumda sözleşmesel olarak davalı/kefillere çıkarılan tebligatın sonuç doğurabileceği düşünülmektedir.
Ancak, TBK'nun 589 m. altındaki düzenlemenin takdiri sayın mahkemeye ait olmakla birlikte, yukarıda arz edilen emsal Yargıtay Kararları nazara alındığında, davalı/kefillerinde davalı kredi borçlusunun temerrüdü ve bunun sonuçlarından sorumlu oldukları göz önüne alındığında, zımni olarak davalı/kefillerinde 08.10.2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş gibi borçtan sorumlu oldukları kanaati edinilmektedir. Hukuki takdiri sayın mahkemeye aittir.
V-)Sözleşmenin İhtilafa İlişkin Hükümlerinin İrdelenmesi:
1-Delil Sözleşmesi: Genel Kredi Sözleşmesinin 27.maddesi:''Taraflar, Banka ile Müşteri/Borçlu taraf arasında kullanılan kredi miktarı, ödemeler, faiz ve faiz oranları, muacceliyet ve temerrüt faiz oranı gibi krediye ilişkin konularda çıkan uyuşmazlıklarda bankanın defter, kayıt ve belgelerinin HMK 193. m gereği yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğunu kabul eder. "; denildiği,
O halde, gerek sözleşme ile gerekse de yerleşik Yargıtay Kararlarına göre, davacı bankanın defter ve kayıtları esas alınarak hesap ve değerlendirme yapılması gündeme alınabilecektir.(Y: 19. HD.23.02.2000 T, 1999/7576 E ve 2000/1284 s.K /11.HD 09.12.2004 T, 2004/903 E ve 2004/12097 s. K)
[Öte yandan, 12.01.2011 tarihinde kabul edilip, 04.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 6100 Sayılı "Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, 193.ncü maddesi, 222.nci maddesi, 448.nci maddesi, Geçici 1 .nci ve 2. nci maddesi hükümleri. Sayın mahkemenizin takdirlerindedir.]
Ancak, buna mukabil davalı yan herhangi bir ticari defter, kayıt ve ödeme belgesi sunmamışlardır. Sadece soyut beyanlarla borca itirazda bulunulmuştur. Sözleşmedeki kefalet imzasına itirazda edilmiş değildir. Bu durumda yanlar arasında akdedilen delil anlaşması uyarınca davacı bankanın ticari defter ve kayıtları esas alınmak durumunda kalınmıştır.
2-Temerrüt Faizi: sözleşmenin 22. maddesi:"Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmeden farklı bir oran belirlenmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan < Bankanın TCMB'rıa uygulanacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına yüzde yüzünün (%100) ilavesiyle bulunacak oran > üzerinden hesaplanacak oran olduğunu; ödeyeceği bu faizlerin fon, vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder."; denildiği
3-Temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi:
Davacı bankanın, dönemsel olarak 27.03.2017 tarih ve 30 sayılı yazı ile 10.08.2018 tarih ve 52 sayılı yazılar ile TC Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranları aşağıda sunulduğu gibidir.
En Yüksek Faiz Oranı
TL Cinsi krediler için TCMB'na bildirilen en yüksek faiz oranının %30 olduğu,
3.1-İskonto/iştİra ve Taksitli Kredi Temerrüt Faiz Oranı
Sözleşmenin 22 m. hükmü uyarınca TCMB bildirilen %30 oranındaki faizin 2 katı mertebesinde %60 (30x2=) oranında temerrüt faizi belirlenmiştir. Davacı bankada takip talebinde %60 oranında temerrüt faizi talep etmiştir.
3.2-Kredili Mevduat Hesabı Tem. Faizi Yönünden:
TC Merkez Bankasının 2006/1 sayılı TEBLİĞ'İ 25.05.2013 tarih ve 28657 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2013/8 sayılı TEBLİĞİ ile KMH kredileri faizi yönünden değişikliğe gidilmiştir. Başka bir deyişle Kredili Mevduat Hesaplarında (KMH) uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları kredi kartlarına uygulanan akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla KMH kredilerine uygulanan faizlere SINIRLAMA getirilmiştir. Bu TCMB'nın 2013/8 sayılı TEBLİĞİ 27.05.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bir üstte belirtilen TCMB yayınladığı 2013/8 sayılı TEBLİĞ hükümleri nazara alındığında, KREDİLİ MEVDUAT HESABI (KMH) KREDİLERİNE SÖZLEŞME İLE BELİRLENEN FAİZLERİN DEĞİL, kredi kartları için TCMB yayınladığı akdi ve gecikme faiz oranlarının aynen KMH kredilerine de uygulanacağı anlaşılmaktadır.
TCMB Tebliğlerine göre 01.10.2018 tarihinde (Kat tarihini kapsayan dönem için) kredi kartlarına uygulanan akdi faizin %24,24 oranında ve temerrüt faizini ise %30,24 oranında olduğu hesaplandığı, takip talebinde de %30,24 oranında temerrüt faizi talep edilmiştir.
O halde, yukarıda tespit edilen %60 (İskonto/iştira ve taksitli kredi için) ve %30,24 (Kredili mevduat hesabı için) oranındaki temerrüt faizinin, bankaların faiz oranlarını kaynak maliyeti ve piyasa koşulları içinde serbestçe (SÖZLEŞME SERBESTTİĞİ) tayin ve tespit etme yetkisi bulunduğu dikkate alındığında, tespit edilen temerrüt faiz oranının sözleşmesel olarak yerinde olduğu ifade edilebilir.
Ancak, Sözleşme serbestisi nazara alındığında TBK'nun 26. Ve 27. m. (mülga: B.K. 19. ve 20.m) ile TMK. 2. m. göre de aykırılık teşkil edip etmediği hususları sayın Mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır. (Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. ve 2003/11272 s.K/22.09.2005 T. 2004/12567 E. ve 2005/9001s.K)
Öte yandan Faiz oranlarının fahiş olup olmadığı, sayın mahkemenin takdir yetkisinde olmakla birlikte, biz belirlenen oranın geçerli olduğu varsayımından hareketle hesaplama yapmış bulunuyoruz. Zira fahişlik iddiası o dönem itibariyle bulunacak ortalamaya göre (en az 3 ayrı bankanın emsal kredilere uyguladığı faiz oranları ortalaması) saptanabilecektir.
Ayıca, Gider vergisi (BSMV): Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 22. mad. hükmü uyarınca, davacı bankanın kredi lehtarı/borçlusu ve kefillerinden temerrüt faizi ile birlikte BSMV'sini de isteme hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. (Temerrüt Faizine İlişkin Emsal Yargıtay Kararları: Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. ve 2003/11272 s.K/22.09.2005 T. 2004/12567 E. Ve 2005/9001 s.K)
Ayrıca, somut olayda Yargıtay 19. HD 05.06.2013 T. 2013/7303 E. ve 2013/10391 s. K. ile yine 16,05.2013 T. 2013/8556 E. ve 2013/12306 s.K. uyarınca TİCARİ KREDİ SÖZLEŞMELERİNE yeni TBK'nun 88. ve 120.m uygulanamayacağı belirtilmektedir. O halde yeni TTK'nun 8. m. göre ticari kredilere (ticari işlerde) serbestçe belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulanıp uygulanamayacağı sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
TMK 1 m. (3) bendi kapsamına göre; Emsal Yargıtay Kararı: 19.HD 01.10.2012 T. 2012/5456 E. Ve 2012/13988 s.K. " Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporundaki davacı bankanın akdi faiz oranının %84, temerrüt faizi oranın da %50 ilavesi ile %126 oranının talep edilmesinin mesleki etik açısından uygun bir davranış olmayacağı gibi, B.K 'nun 19 ve 20. M. aykırılık teşkil ettiğinden, akdi faizin %30, temerrüt faizinin %45 olabileceği görüşünün yerinde görüldüğü gerekçesiyle, anılan faiz oranları uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamalar doğrultusunda belirlenen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %45 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından takip talebinde %126 temerrüt faizi talep edilmiş olup, talep edilen faiz oranının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davacının sözleşmeden kaynaklanan alacakla ilgili olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanmasını istemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir."; denildiği,
VI-)Temerrüt Tarihi İtibariyle Asıl Alacağın Hesabı:
Tarafların sözleşmeyi özgür iradeleriyle imzaladıkları, TBK m. 28 anlamında aşırı yararlanma hali ya da TBK m. 20 anlamında sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olmadığı farz edilerek aşağıda inceleme ve hesaplama yapılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenizindir.
a) İskonto/iştira ve Taksit Ticari Kredi Yönünden
Kat tarihi itibariyle asıl alacak.:1.396.978,28
Kat tarihi :01.10.2018
Temerrüt tarihi :08.10.2018
Akdi faiz :%19,77 Fiilen uyg.ortalama faiz
(20,15+22,50+26,40+16,20+16,68+16,68=118,61/6=19,77)
Temerrüt TARİHİ itibariyle 1.401.811,47TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 1.396.978,28 TL asıl alacak talebinde bulunulmuştur. Bu durumda takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağı mütalaa edilmektedir.
b)Kredili mevduat hesabı yönünden
Kat tarihi itibariyle asıl alacak.: 7.780,64(27.366,43-19.585,79=) (Davacı banka kayıt ve ekstrelerine göre temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında 02.11.2018 tarihinde19.58579 TL'lık tahsilat sağlanmıştır.
Davacı banka kayıtlarına göre bu tahsilat doğrudan anaparaya mahsup edilmiştir. Uygulama birliğini sağlamak için aynen fiili uygulama gibi aynen borca mahsup edilmiştir)
Kat tarihi :01.10.2018
Temerrüt tarihi :08.10.2018
Akdi faiz (TCMB Tebliğleri :%24,24
Temerrüt TARİHİ itibariyle 7.813,64 TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 27.366,42 TL asıl alacak talebinde bulunulmuştur. Bu durumda takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere 19.552.78TL fazla talebin yerinde olmadığı mütalaa edilmektedir.
Farkın sebebi: Davacı banka takip tarihinden önce yapılan 19.585.79 TL'lık kısmi tahsilatı takip açarken borca mahsup etmediği için aradaki 19.552,78TL"lık fark doğmuştur.
Yüksek Yargıtay 19.ncu Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/5055 Esas, 97/10599 Karar sayılı emsal kararında;" Bankanın kullandırmış olduğu krediye temerrüt tarihine kadar uygulamış olduğu akdi faiz kapital faizi olup, asıl alacak olarak kabulü gerekir. Bir başka deyişle temerrüt tarihine kadar kullandırılan kredinin aslı ile bunun akdi faizi asıl borcu oluşturur. Bunun sonucu olarak da temerrüt tarihinden itibaren bu toplam borç üzerinden temerrüt faizi uygulaması BK'nun 104/son maddesine aykırılık teşkil etmez " Görüşü de nazara alınarak yukarıda ASIL ALACAK hesaplaması yapılmıştır.
VII-)İcra Takibi:
... İcra Müdürlüğü'nün 06.11.2018 tarih ve 2018/... E. sayılı dosyası ile "Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibi " açıldığı,
a)İskonto/iştira ve Taksit Ticari Kredi Yönünden
Asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere iskonto/iştira ve taksitli krediye %60 oranında temerrüt faizi %5 gider vergisi, icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte TBK'nun 100. m. hükmü uyarınca tahsili talebidir.
b)Kredili mevduat hesabı Yönünden
Asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere kredili mevduat hesabına %30,24 oranında temerrüt faizi %5 gider vergisi, icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte TBK'nun 100. m. hükmü uyarınca tahsili talebidir.
VIII-)TAKİP TARİHİ 05.11.2018 İtibariyle Toplam Alacağın Tespiti:
a)İskonto/iştira ve Taksit Ticari Kredi Yönünden
Tem.tarihi itibariyle asıl alacak.:1.396,978,28
Temerrüt tarihi : 08.10.2018
Takip tarihi : 05.11.2018
Temerrüt faizi : %60
Takip tarihi itibariyle yukarıda yapılan hesaplamada toplam 1.469.359,69 TL alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 1.470.176,99 TL alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere 817,30 TL fazla talebin yerinde olmadığı edilmektedir.
b)Kredili mevduat hesabı Yönünden
Tem.tarihi itibariyle asıl alacak.: 7.813,64
Temerrüt tarihi : 08.10.2018
Takip tarihi : 05.11.2018
Temerrüt faizi : %30,24
Takip tarihi itibariyle yukarıda yapılan hesaplamada toplam 8.013,50 TL alacak hesaplanmıştır. Davacı banka ise takip talebinde 28.167,79 TL alacak talep etmiştir. Bu durumda takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere 20.154,29 TL fazla talebin yerinde olmadığı edilmektedir.
Farkın sebebi: Davacı banka takip tarihinden önce yapılan 19.585,79 TL'lık kısmi tahsilatı takip açarken borca mahsup etmediği için aradaki 20.154,29 TL lık fark doğmuştur.
IX-)SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı ... arasında Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefilin Kefalet limiti ve Sorumluluğu: Davalı kefillerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.000.000,00TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 1.404.991,78TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından (asıl borçlunun temerrüdü ve bunun sonuçlarından dolayı) kefalet limitiyle sınırlı olarak müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m.nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları:
a)İskonto/iştira ve Taksit Ticari Kredi Yönünden
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 817.30TL (1.470.176.99-1.469.359.69=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 1.396.978,28 TL'na yıllık %60 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Kredili mevduat hesabı Yönünden
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 20.154.29TL (28.167,79 -8.013.50=) reddi durumunda. TAKİP Tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 7.813,64 TL'na yıllık %30,24 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
4-DAVA TARİHİNDEN (16.11.2018) SONRA olmak üzere yapılan toplam 369.250,15 TL'lık (10.12.2018 tarihinde 20.750,16 TL; 02.04.2019 tarihinde 200.000,00 TL; 02.05.2019 tarihinde 48.499,99 TL ve 10.06.2019 tarihinde 100.000,00 TL=) tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.'' denilmiştir.
Mahkememizin 13/02/2020 tarihli celsesi 2 nolu ara kararı uyarınca, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 09/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
''BEYAN VE İTİRAZLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
a)Ara karar uyarınca değerlendirme yönünden
1)Ödemelerin gecikip gecikmediğinin irdelenmesi
-... no.lu taksitli kredinin 01.10.2018 tarihinde ödenmesi gereken taksitinin ödenmemesi, yani gecikmesi,
-... no.lu taksitli kredinin 11.09.2018 tarihinde ödenmesi gereken taksitinin ödenmemesi, yani gecikmesi,
-... no.lu taksitli kredinin 01.10.2018 tarihinde ödenmesi gereken taksitinin ödenmemesi,yani gecikmesi,
- ... no.lu taksitli kredinin 03.10.2018 tarihinde ödenmesi gereken taksitinin ödenmemesi, yani gecikmesi,
Yukarıda belirtilen (4) adet taksitli kredi taksitleri, ödeme planına göre kararlaştırılan ödeme günlerinde ödenmemesi nedeniyle, sözleşmenin 20.mad. hükmü uyarınca, ....Noterliğinin 03.10.2018 tarihli ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kredi hesapları kesilip kat edilmiştir. Diğer kredili mevduat hesabı ve iskonto kredisi ise yukarıda belirtilen taksitli kredi taksitlerinin gecikmesi nedeniyle tüm krediler birlikte kesilerek cari hesaplar kat edilmiştir. Tüm bankalarda olduğu gibi özellikle ticari nitelikli kredilerden herhangi birisinin gecikmesi durumunda bütünlük esası kuralı doğrultusunda tüm krediler birlikte kesilip kat edilmektedir. Başka bir deyişle tüketici niteliğindeki bireysel kredilere göre ticari nitelikli kredilerin kat ve takip usulleri birbirinden ayrışmaktadır. Olaya banka gözüyle bakıldığında, herhangi bir kredinin taksiti, devre faizi ve komisyonu kararlaştırılan vade gününde ödenmemesi durumunda, o banka açısından tüm krediler muacceliyet kesbetmektedir.
2)Hesap kat'ının sözleşmeye uygun olup olmadığının irdelenmesi
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 20. Maddesi (Bankanın cari hesapları kesme ve sözleşmeyi feshetme yetkisi); " Banka dilediği anda, noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektupla ya da telgrafla, müşteri veya kefil tarafından e- posta adresi verilmiş olması halinde, elektronik posta yoluyla ihbar etmek suretiyle (24) saat içinde bu sözleşme ile hesap ve hesapların veya kredilerin bir kısmını veya tamamını kesebilir ve sözleşmeyi feshedebilir.denildiği,
Bir üste (2.bent) belirtilen GKS'nin 20 m. hükmünden anlaşıldığı kadarıyla, kredi geri ödemelerinde herhangi bir gecikme olmasa bile bankanın tüm kredileri kesip kat etme hakkı ve sözleşmeyi feshetme yetkisinin tanınmış olduğu değerlendirilmektedir. Dolayısıyla sözleşmenin amir hükmüne göre davacı bankanın tüm kredi cari hesaplarını kesip kat etme yetkisinin sözleşmesel olarak bulunduğu kanısına varılmıştır.
b)Davalının diğer beyan ve itirazları yönünden
1)Davalı kefillerin temerrüdü ve borçtan sorumluluğu Hesap kat İhtarnamesinin Tebliği:-Davalı kredi lehtarı- ... San. ve Tic. Ltd. Şti: Muhatabın gösterilen adresinde daimi çalışan işçisi//memuru ... 'a 06.10.2018 tarihinde tebliğ Edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil -...: Muhatabın gösterilen adresinden tanınmaması ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 06.10.2018 tarihinde iade edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır.
-Davalı/kefil-...: Muhatabın gösterilen adresinden tanınmaması ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 06.10.2018 tarihinde iade edildiği, tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davalı kredi lehtarı şirket yönünden sözleşmenin 28 m. (yasal ikametgah taahhüdü) llK'nun 68/b m. ve T.K'nun 20 m. hükmü uyarınca geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği düşünülmektedir.
Ancak, Sözleşmenin 18. m. ile yasal ikametgah taahhüdü düzenlenmiştir. Davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen ve bilinen adreslerine tebligat çıkarılmıştır. Davalı/lefıller adres değişikliği olduğunu davacı bankaya ihbar/ihtaren bildirdiğine dair herhangi bir belge (ihtar/ihbar) bulunmamaktadır. Bu durumda davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen ve bilinen adresine çıkarılan tebligatların hukuki sonuç doğurabileceği düşünülmektedir. Elbette ki nihai takdir her halükarda sayın mahkemeye aittir.
Davalı kefillere sözleşmesel olarak geçerli birer tebligatın yapılmış sayılabileceği her ne kadar düşünülmekte ise de, davalı/kefillere gönderilen tebligatlar bila tebliğ geri dönmüştür. Başta TTK'nun 7 m. uyarınca özellikle davalı/kefillere hesap kat ihtarı tebliğ edilememiştir.
Öte yandan; Yargıtay 19.HD: 01.12.2015 tarih, 2014/20249 E. ve 2015/15889 s. K: " Somut olayda, dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olan davalı kefillere, hesap kat ihtarı tebliğ edilememiş ise de, hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya tebliğ edildiği ve böylece asıl borçlunun takipten önce temerrüde düşürülmüş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kefillerin takip tarihi itibariyle sorumluluklarının asıl borç ve asıl borca takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizleri toplamının kefalet limitini geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde yeterince araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle hüküm davacı/banka yararına bozulmuştur."; denilmiştir.
Yargıtay 19.HD. 22.02.2016 Tarih, 2015/10680 E. ve 2016/2648 sayılı Kararı; "Davalı, davacı banka ile dava dışı ... Teksil Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Dosya içeriğinden davalı kefilin icra takibi öncesinde temerrüde düşürülmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle, hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, davalı kefilin, asıl borçlunun asıl borcu ile temerrüt faiziborcundan kefalet limiti kadar sorumlu olduğu gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir."; denilmiştir.
Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere yukarıda belirtilen emsat Yargıtay Kararları nazara alınarak, özellikle davalı kredi lehtarı şirketin lİK'nun 68/b m. hükmü uyarınca temerrüde düşürülmüş sayıldığının kabulü halinde, davalı kefillerin TBK'nun 589 m. hükmü uyarınca davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuk sonuçlarından sorumlu olacağı gözönüne alındığında, davalt/kefillerin temerrüt faizinden ve ferilerinden kefalet limitiyle sınırlı olarak sorumlu oldukları kanaati edinilmektedir. Ancak her halükarda nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
Temerrüt:
-Davalı kredi lehtarı şirket yönünden: Davalı kredi lehtarı şirkete ödeme için verilen (1) günlük mehil müddeti bitimine müteakip 08.10.2018 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluşmuş olduğu kanısına varılmıştır.
-Davalı/kefiller yönünden: Davalı/kefillerin sözleşmede gösterilip bilinen adreslerine tebligat çıkarılmıştır. Esasen sözleşmenin 28 m. altında yasal ikametgah taahhüdü zaten düzenlenmiştir. Bu durumda sözleşmesel olarak davalı/kefillere çıkarılan tebligatın sonuç doğurabileceği düşünülmektedir. ANCAK, TBK'nun 589 m. Altındaki düzenlemenin takdiri sayın mahkemeye ait olmakla birlikte, yukarıda arz edilen emsal Yargıtay Kararları nazara alındığında, davalı/kefillerinde davalı kredi borçlusunun temerrüdü ve bunun sonuçlarından sorumlu oldukları gözönüne alındığında, zımni olarak davalı/kefillerinde 08.10.2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş gibi borçtan sorumlu oldukları kanaati edinilmektedir. Hukuki takdiri sayın mahkemeye aittir.
Davalı kefillerin hem sözleşmesel ve hem de hesabın kesilip kat edilmesi sonucunda, davalı kredi borçlusu şirketin temerrüde düşürülmüş olması neticesinde kefalet limitiyle sınırlı olarak işlemiş temerrüt faizinden de sorumlu sayılabilecekleri değerlendirilmektedir. Nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
2)Uygulanması gereken temerrüt faizi Temerrüt Faizi: sözleşmenin 22. maddesi: " Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmeden farklı bir oran belirlenmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari oian < Bankanın TCMB'na uygulanacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına yüzde yüzünün (%100) ilavesiyle bulunacak oran> üzerinden hesaplanacak oran olduğunu; ödeyeceği bu faizlerin fon, vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder."; denildiği
Temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi:
Davacı bankanın, dönemsel olarak 27.03.2017 tarih ve 30 sayılı yazı ile 10.08.2018 tarih ve 52 sayılı yazılar ile TC Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranları aşağıda sunulduğu gibidir.
En Yüksek Faiz Oranı
TL Cinsi krediler için TCMB'na bildirilen en yüksek faiz oranının %30 olduğu,
2.1-İskonto/iştira ve Taksitli Kredi Temerrüt Faiz Oranı Yönünden
Sözleşmenin 22 m. hükmü uyarınca TCMB bildirilen %30 oranındaki faizin 2 katı mertebesinde %60 (30x2=) oranında temerrüt faizi belirlenmiştir. Davacı bankada takip talebinde %60 oranında temerrüt faizi talep etmiştir.
2.2-Kredili Mevduat Hesabı Tem. Faizi Yönünden:
TC Merkez Bankasının 2006/1 sayılı TEBLİĞİ 25.05.2013 tarih ve 28657 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2013/8 sayılı TEBLİĞİ ile KMH kredileri faizi yönünden değişikliğe gidilmiştir. Başka bir deyişle Kredili Mevduat Hesaplarında (KMH) uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları kredi kartlarına uygulanan akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla KMH kredilerine uygulanan faizlere SINIRLAMA getirilmiştir. Bu TCMB'nın 2013/8 sayılı TEBLİĞİ 27.05.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bir üstte belirtilen TCMB yayınladığı 2013/8 sayılı TEBLİĞ hükümleri nazara alındığında, KREDİLİ MEVDUAT HESABI (KMH) KREDİLERİNE SÖZLEŞME İLE BELİRLENEN FAİZLERİN DEĞİL, kredi kartları için TCMB yayınladığı akdi ve gecikme faiz oranlarının aynen KMH kredilerine de uygulanacağı anlaşılmaktadır.
TCMB Tebliğlerine göre 01.10.2018 tarihinde (Kat tarihini kapsayan dönem için) kredi kartlarına uygulanan akdi faizin %24,24 oranında ve temerrüt faizini ise %30,24 oranında olduğu hesaplandığı, takip talebinde de %30,24 oranında temerrüt faizi taiep edilmiştir.
O halde, yukarıda tespit edilen %60 (İskonto/iştira ve taksitli kredi için) ve %30,24 (Kredili mevduat hesabı için) oranındaki temerrüt faizinin, bankaların faiz oranlarını kaynak maliyeti ve piyasa koşulları içinde serbestçe (SÖZLEŞME SERBESTLİĞİ) tayin ve tespit etme yetkisi bulunduğu dikkate alındığında, tespit edilen temerrüt faiz oranının sözleşmesel olarak yerinde olduğu ifade edilebilir.
Ancak, Sözleşme serbestisi nazara alındığında TBK'nun 26. ve 27. m. (mülga: B.K. 19. ve 20.m) ile TMK. 2. m. göre de aykırılık teşkil edip etmediği hususları sayın Mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır. (Y.19. HD. 10.11.2003 T. 2002/9329 E. Ve 2003/11272 s.K / 22.09.2005 T. 2004/12567 E. ve 2005/9001 s.K)
Davalı vekilinin temerrüt faizine yönelik itirazları, yanlar arasında akdedilen somut bir GKS varken, 3095 sayılı K'nun 1. ve 2. M. kapsamında kanımca değerlendirme olanağı bulunmadığı için, haliyle TCMB kısa vadeli avans kredileri için tayin ve tespit ettiği AVANS faiz oranlarının da somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığı kanısına varılmıştır.
3)DAVA TARİHİNDEN SONRA yapılan tahsilatın, takip ya da dava tarihi itibariyle borca mahsubu DAVA TARİHİNDEN (16.11.2018) SONRA olmak üzere, toplam 369.250,15 TL'lık (10.12.2018 tarihinde 20.750,16 TL; 02.04.2019 tarihinde 200.000,00 TL; 02.05.2019 tarihinde 48.499,99TL ve 10.06.2019 tarihinde 100.000,00TL=) tahsilat yapılmıştır.
Gerek takip ve gerekse de dava tarihinden SONRA yapılan tahsilatın, tahsilatın yapıldığı tarihten önceki bir tarihte (icra takibi ve dava tarihi) borca mahsup edilerek hesaplama yapılması hem sözleşmesel ve hem de maddi gerçeklere uygun düşmeyeceği kuşkusuzdur.
Yukarıda belirtilen irdelemeler sonucunda, davalı vekili itirazları bakımından kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır.
III-)SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Gerek sayın mahkemenin ara kararında belirtilen hususlar ve gerekse de davalı vekilinin diğer itirazları bakımından yukarıda ayrıntılı olarak yapılan irdelemeler ışığında kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır. Bu nedenle kök rapordaki görüş ve kanaatimde bir değişiklik olmamıştır.'' denilmiştir.
GKS'ler, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat'ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptalidir.
Davacı Banka ile davalı ...arasında 08.06.2016 ve 11.04.2017 tarihli GKS'leri imza edilmiş olup davalı gerçek kişiler de bu iki GKS'ne 1.000.000 ve 2.000.000 kefalet limitiyle müteselsil kefil olmuşlardır.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK'nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013'den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, kefalet tarihinde davalı gerçek kişilerin, https://bilgibankasi.ito.org.tr/tr/bilgi-bankasi/firma-bilgileri adresinden songulanacağı üzere Sicil No ... Oda Sicil No ... SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin ortağı oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 06.10.2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 08.10.2018 tarihi itibariyle davalı şirket temerrüde düşmüştür.
Davalı gerçek kişi kefillere çıkartılan kat ihtarları bila tebliğ dönmüş olup takip tarihine kadar bu kişilerin temerrüdü söz konusu değil ise de, TBK 589. Madde gereğince kkefalet miktarı aşmamak şartıyla asıl borçlunun temerrüdünden de sorumlu olmakla bu kurala göre bilirkişi tarafından hesaplama yapılmıştır.
Bilirkişi tarafından kredili mevduat hesabı açısından temerrüt faizi oranının tespitinde merkez Bankasının 2006/1 ve 2013/8 sayııl tebliğleri, diğer krediler açısından da GKS'lerindeki "TCMB'na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı" baz alınmasına ilişkin hükümler gereğince icra takibindeki taleplerle de bağlı kalınarak hesaplama yapılmıştır.
Davalı şirket 4 ayrı kredide 01.10.2018, 11.09.2018, 01.10.2018 ve 03.10.2018 tarihli 4 kredi taksidinin ödenmesinde gecikmiş olup GKS'lerinin 20. Maddesi gereğince kredi kat'ında haklı olmakla bu hususa ilişkin itiraz da yerinde görülmemiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK'nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle davalıların .... İcra Dairesinin 2018/... sayılı takip dosyasındaki itirazların;
2-İskonto iştira ve Taksitli Kredi alacağında:
1.396.978,28TL asıl alacak
67.520,60TL işlemiş temerrüt faizi
3.376,03TL BSMV
1.484,78TL ihtarname gideri olmak üzere ara toplamda 1.469.359,69TL üzerinden ve ayrıca yıllık % 60 akdi işleyecek temerrüt faizi oranına itirazın iptaline,
3-Kredili mevduat hesabı alacağında
7.813,64TL asıl alacak
19,34TL işlemiş temerrüt faizi
9,52TL BSMV olmak üzere ara toplamda 8.013,50TL üzerinden ve ayrıca yıllık % 30,24 işleyecek temerrüt faizi oranına itirazın iptaline,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine
5-295.474,63TL icra inkar taznimatının davalıların müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
6-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 100.371,96-TL ilam harcından peşin alınan 18.096,26-TL'nin mahsubu ile bakiye 82.275,70-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı ve 18.096,26-TL peşin harç olmak üzere toplam 18.132,16-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 84.227,59-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.347,69-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.082,10-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.061,20-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.19/11/2020
Başkan ...
Üye ...
Üye ...
Katip ...
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.