11. Hukuk Dairesi 2019/152 E. , 2019/7193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29.04.2008 tarih ve 2006/574-2008/124 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Teknik Katı Atık Yönetimi Ticaret Limited Şirketi" adı altında faaliyette bulunduğunu, bu ismi marka olarak tescil ettirmek üzere yaptıkları başvurunun TPMK tarafından reddedildiğini, yeniden inceleme için yapmış oldukları itirazın ise YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, halbuki başvuruda yer alan "teknik" ibaresinin tek başına esas unsur olmayıp ismin diğer kısmı olan "katı atık yönetimi"ni tamamlayan yardımcı unsur niteliğinde olduğunu ve ibarenin bu haliyle ayırtedicilik vasfını kazandığını ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 13.10.2006 tarihli ve 2006/M-2806 sayılı kararının iptali ile başvuru markasının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketler, davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; başvurunun, tescil edilmek istendiği 36., 37. ve 39. sınıftaki tüm hizmetler yönünden ve bu hizmetlerin verilmesinde kullanılan yöntemler ile bilimsel verilerin uygulanması anlamı itibariyle "ticaret alanında herkes tarafından kullanılan işaret" olarak değerlendirilmesi gerektiği, tescili talep edilen hizmetlerin başvuru markası altında sunulduğunun ve sözkonusu ibarenin kullanımla ayırtedicilik kazandığının ispat edilemediği, bu itibarla Kurum kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, tescil sürecinde başvuruya herhangi bir itirazda bulunmayan davalı şirketler yönünden pasif husumet yokluğundan, davalı TPMK yönünden ise esastan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının 36., 37. ve 39. sınıf mal/hizmetleri içeren “Teknik Katı Atık Yönetimi Ticaret Limited Şirketi” ibareli marka tescil başvurusunun reddine ilişkin TPMK YİDK’nın 13.10.2006 tarihli ve 2006/M-2806 sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca; daha önceden tescilli ya da tescil başvurusu yapılmış bir markanın ilk bakışta ayırtedilemeyecek derecede benzerinin aynı mal veya hizmetler için bir başka tescil başvurusuna konu edilmesi, mutlak red nedeni olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı başvuru markası “Teknik Katı Atık Yönetimi Ticaret Limited Şirketi”, TPMK tarafından başvurunun reddine mesnet alınan markalar ise “Teknik Arıtma Mühendislik Müşavirlik Hizmetleri Taahhüt Tic. ve San. Ltd. Şti.+Şekil” ve “Teknik Yapı Proje Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.+Şekil” unsurlarından oluşmaktadır. Bu durumda dava konusu başvurunun ve mesnet markaların açıklanan nitelikleri ve barındırdıkları şekil unsurları birlikte değerlendirildiğinde 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında aynı veya ayırtedilemeyecek kadar benzer olduğundan söz edilemez. O halde mahkemece, taraf markaları arasında iltibas oluştuğu yönünde bir izlenim oluşmuş ise de, bu hususun 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi kapsamında nisbi red sebebi olarak itiraz üzerine değerlendirilebileceği, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 7. maddesi kapsamında aynı veya ayırtedilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığı gözönünde bulundurularak bir karar vermek gerekirken, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.