8. Hukuk Dairesi 2014/25215 E. , 2017/2111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabul ve kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı vekili, 576 parsel sayılı taşınmazda vekil edeni ile davalıların malik olduklarını, dava konusu taşınmazın tarafların murisi olan babaları Mehmet Kaya"dan miras yoluyla intikal ettiğini, vekil edeni tarafından davalılara karşı Ula Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/196 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu davada alınan bilirkişi raporunda belirtilen 15-20 yaşlarındaki 140 adet narenciye ağacının vekil edeni tarafından dikildiğini belirterek, dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut bulunan ağaçların vekil edeni tarafından dikildiğinin ve vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, 23/12/2013 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda da davasını ıslah etmiştir.
Davalı-karşı davacılar vekili, 576 parsel numaralı taşınmazda yer alan, 10 numaralı evin vekil edeni tarafından tamamen yenilendiğini, 11 numaralı evin vekil edeni tarafından yapıldığını, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığını, 3 ve 4 numaralı ahırların da İbrahim Kasap tarafından yapıldığını, yine 273 adet narenciye ağacının da İbrahim Kasap tarafından dikilmiş olduğunu, diğer vekil edeni ..."ın ise 12 ve 14 numaralı evleri yaptığını, 13 numaralı evin ise tamamen yenilendiğini, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, 1 ve 2 numaralı ahırların da ... tarafından yapıldığını yine 202 adet narenciye ağacının da vekil edeni ... tarafından dikildiğini belirterek, belirtilen muhdesatların tespiti ile diğer dava dışı 577, 578 ve 1626 parsel sayılı taşınmazlardaki ağaçların vekil edenleri tarafından dikildiğinin tespitini, davacı-karşı davalının ise davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ..."ın davasının kabulü ile; dava konusu ... Mevkiindeki... parsel sayılı taşınmazın güneybatı kısmında kalan, fen bilirkişisi ... 06.12.2013 tarihli raporu ekindeki krokide (A) harfiyle gösterilen alanda yer alan 144 adet narenciye ağacının davacıya ait olduğunun tespitine, karşı davacı İbrahim Kasap"ın karşı davasının kabulü ile; dava konusu... parsel sayılı taşınmazın kuzeybatı kısmında kalan, fen bilirkişisi Hasan Şevki Hepşen"in 06.12.2013 tarihli raporu
ekindeki krokide (B) harfiyle gösterilen alanda yer alan 273 adet narenciye ağacının, 10 ve 11 nolu evler ile 3 ve 4 nolu ahırların davacıya ait olduğunun tespitine, karşı davacı ..."ın karşı davasının kısmen kabulü ile; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın kuzeydoğu kısmında kalan, fen bilirkişisi Hasan Şevki Hepşen"in 06.12.2013 tarihli raporu ekindeki krokide (C) harfiyle gösterilen alanda yer alan 202 adet narenciye ağacının, 12 ve 14 nolu evler ile 1 ve 2 nolu ahırların davacıya ait olduğunun tespitine,13 nolu eve ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek davanın kabulüne karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, tarafların (2) ve (3) nolu bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu muhdestların davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacılar tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değildir.
3- Taraf vekilerinin yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu 576 parsel sayılı taşınmaz davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacılar adına tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. Davanın konusu (müddeabih) ise davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve taraflar yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekirken, müştereken ve mütesesilen alınmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) ve (3) sayılı bentlerde açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının (1.) nolu bent uyarınca reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harçların temyiz edenlere iadesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.