11. Hukuk Dairesi 2018/5745 E. , 2019/7191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08.06.2018 tarih ve 2016/24-2018/162 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar ve birleşen davada davalılar vekili, müvekkilinin yıllarca süren araştırmaları sonucunda "Tygacil" adlı ilacı geliştirdiğini, bu ürüne ilişkin incelemeli patentlerinin bulunduğunu ve bu patentlerin 2026 yılına kadar koruma altına alındığını, davalının, müvekkilinin TR 2013/13011 ve TR 2013/06107 sayılı patentlerine konu "Tygacil" adlı ilacın tamamen aynısı/temelde benzeri olan "Tigecid 50 Mg I.V. İnfüzyonluk Çözeti İçin Liyofilize Toz İçeren Flakon" adlı ürün için 13.08.2014 tarihinde kısaltılmış ruhsat almak suretiyle müvekkilinin patent haklarına tecavüz edildiğini, davalının bu ürün için ilaç fiyat onayı da aldığını ileri sürerek davalının kısaltılmış ruhsat başvurusuna konu ilacın, müvekkillerin TR 2013/13011 ve TR 2013/06107 sayılı patentleri kapsamında olduğunun ve davalı eyleminin patent hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ve/veya edeceğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ve birleşen davada davacı vekili, 551 sayılı KHK"nın 75/f maddesine göre ruhsat başvurusunda bulunmanın ve bu başvuru için gereken analiz ve testleri yapmanın "Bolar İstisnası" diye anılan serbesti sebebiyle patent ihlali oluşturamayacağını, salt kısaltılmış ruhsat başvurusunda bulunulmasının, ilaç henüz fiilen piyasaya çıkmadıkça veyahut buna dair bir duyuru ve depolara sevk yapılmadıkça patente tecavüze veya tecavüz tehlikesine sebep vermeyeceğini, bunun yasal bir hakkın kullanılması olduğunu, müvekkilinin davacının patentten doğan hakları dahil hiçbir firmanın patent hakkına tecavüz etmeyecek bir formülasyonla ruhsat başvurusunda bulunabilmek için gerekli tüm teknik araştırma ve hazırlıkları yaptırdığını, böylece farklı bir hammadde ve bitmiş ürün formülasyonu için kısaltılmış ruhsat başvurusunda bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın açıldığı tarih itibariyle davalının ruhsatını henüz almamış olduğu nazara alındığında, davalı eylemlerinin patent koruması kapsamı dışında kaldığı, davalı eylemlerinin bolar istisnası kapsamında olup tecavüz oluşturmayacağı, ayrıca davalı ürününün, içerik itibariyle davacı patentlerine birebir veyahut eşdeğer tecavüzünün bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise; patent hakkkına tecavüz nedeniyle kendisine karşı dava açılmış kişi tarafından tecavüzün omadığına ilişkin menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davacılar ve birleşen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 52,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacılar-birleşen davada davalılardan alınmasına, 13/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.