11. Hukuk Dairesi 2018/5504 E. , 2019/7190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/10/2017 tarih ve 2015/1152 E- 2017/887 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 11/10/2018 tarih ve 2018/208 E- 2018/1223 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; sigortalısı Yapı Kimya Ltd.Şti. ile nakliyat emtia sigorta sözleşmesi imzalanarak sigorta poliçesine bağlandığını, sigortalının Fas"ta mukim dava dışı Bonbino Confort şirketine sattığı sentetik yapıştırıcı emtiasının taşıma işleminin davalı DSV tarafından ifa edildiğini, taşımada kullanılan dorsenin alt ve tekerlek kısımlarının yanması nedeniyle sigortalı emtianın kullanılmaz hale gelerek tam ziyaya uğradığını, sigortalıya 102.499,70 TL sigorta tazminatı ödendiğini, buna bağlı olarak müvekkili sigorta şirketinin akdi ve yasal halef olduğunu, doğan hasardan davalı DSV şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 102.499,70 TL"nin haksız fiil tarihi olan 17.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taşımanın karayolu ayağının Ankara-Gebze, deniz yolu ayağının ise Gebze-Fas olarak planlandığını ancak Bolu-Kaynaşlı yakınlarında dorsenin çekiciden ayrılarak yandığını, eksik ve hatalı yükleme ya da ambalajlamadan gönderen/sigortalının, kaza ve hasardan ise ihbar edilen SYS Lojistik Şirketi"nin sorumlu olduğunu, müvekkilinin en yüksek özeni gösterdiğini, talebin sınırlı sorumluluğu aştığını, poliçenin geçerliliğinin incelenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taşımanın bir kısmının deniz taşıması olarak planlandığı ancak deniz taşıması başlamadan Bolu"da araç lastiğinin patlaması sonucunda dorsenin yandığı, davacının hasar bedelini sigortalısına ödediğinden TTK 1482 maddesi gereğince aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, TTK 879 ve 877 maddeleri gereğince davalının nakliyecinin kusurundan sorumlu olduğu, taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran özel hallerin kanıtlanamadığı davalının TTK 875 maddesi gereğince hasardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 96.844,02TL hasar bedeli ve 6.080,-TL davacının ödediği navlun bedeli olmak üzere toplam 102.499,70 TL"nin3095 sayılı yasanın 2/2.maddesi gereğince ödeme tarihi olan 23.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; henüz deniz taşıması başlamadan yurt içi kara taşıması sırasında emtianın yanarak zayi olduğundan somut olaya TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, araçtaki yangının yükleme ile ilgisi bulunmadığı, yangının araçtaki kusur nedeniyle başladığı ve dorsenin tümüyle yandığı sabit olduğundan davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulma sebeplerinin somut olayda bulunmadığı, davacının meydana gelen zararı sigortalısına ödemekle aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, TTK"nın 882.maddesi gereği hesaplanan üst sınırın gerçek zararın çok üzerinde bulunduğu, ödenen navlun bedeline davalı tarafça cevap dilekçesinde itiraz olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.251,31 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.