Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15910 Esas 2019/2101 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.08.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı kayyımı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 87 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kayyımı vekili, davalının mirasçılık belgesini almak üzere dava açtıklarını belirterek sonucunun beklenmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Hükmü, davalı kayyımı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davalı kayyımı ...’nin, dava konusu 87 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşı davalı ... ...’nin mirasçısı bulunmadığını ileri sürerek terekesinin ...’ye aidiyetini gösterir mirasçılık belgesi verilmesini istediği, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.01.2016 tarihinde kesinleşen 17.07.2014 tarihli, 2010/2519 Esas, 2014/434 Karar sayılı kararıyla; ... ...’nin ... Asliye Hukuk Hakimliğinin 25.10.1938 tarihli, 1947 sayılı veraset ilamında adı geçen kişi olduğu, bu ilama göre 19.09.1928 tarihinde öldüğü, geride evlatları ... ...’nın kaldığı, bu mirasçıların da öldükleri ve yerlerine geçen mirasçıların mahkemenin 2013/960 Esas sayılı kararında tek tek gösterildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
Kararda sözü edilen ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.06.2014 tarihli, 2013/960 Esas, 2014/346 Karar sayılı kararının incelenmesinde, ...’ın mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi olduğu anlaşılmış, bu kişinin mirasçıları ile temyize konu davanın davalısı ... ... arasında bir bağ kurulamamıştır.
Bu durumda mahkemece, mevcut mirasçılık belgelerindeki kayıtlar ve nüfus kayıtları kontrol edilerek davalı ... ...’nin mirasçıları varsa davacıya mirasçılık belgesini almak, tespit edilen mirasçıları davaya dahil etmek ve kayyımlık kararının kaldırılması için dava açmak üzere yetki süre verilmesi; bu mirasçılık belgelerindeki mirasçılarla davalı ...arasında irtibat kurulamazsa şimdiki gibi kayyım huzurunda davanın sonuçlandırılması gerekir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.