11. Ceza Dairesi 2020/6911 E. , 2021/3654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
A)2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçudan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
2008 takvim yılında en son aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle suç tarihinin en aleyhe yorumla 31.12.2008 olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen "2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçunun cezasının miktarı ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen uzamış dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) 2009 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesi:
2009 yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında sanığın, o tarihlerde ... olarak tanıdığı açık kimlik bilgilerini bilmediği bir şahsın, iş bulma vaadiyle kendisini notere götürdüğünü, adına şirket kurulduğunu, kendisinin o zaman madde bağımlısı olduğunu, iş bulma vaadiyle bunu kabul ettiğini, söz konusu şirketle hiç bir ilgisinin olmadığını, hiç bir şirket faaliyetinde bulunmadığını, ayrıca 2009 yılından bu yana hükümlü olarak bulunduğunu, 16 yıl hüküm giydiğini, fatura düzenlemediğini savunması karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1- Sanığın 2009 takvim yıllarında düzenlediği iddia olunan faturaların kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması, faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2- Yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi hâlinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Söz konusu faturalara ulaşılamaması ve/veya faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
b) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4-Mükellefin vergi beyannamelerinin ve Ba-Bs bildirimlerinin ne şekilde verildiği vergi dairesinden sorulup e-beyanname ile internet üzerinden verildiğinin tespiti halinde GİB Merkezi sorgulamalar ekranından araştırma yapılarak belgelerin kim tarafından gönderildiğinin tespit edilmesi,
5- Beyannamelerin muhasebeci tarafından verildiğinin anlaşılması halinde bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 46/1-c. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra kendisinden sanığı tanıyıp tanımadığının ve beyannamelere konu faturaların sanık tarafından kendisine getirilip getirilmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
6-Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi