(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9359 E. , 2020/1931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü 902 parselin kuzey ve doğusunda yer alan ve ... mevkiinde bulunan yaklaşık 4000 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanununun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, dava açıldıktan sonra Hazine tarafından Orman Yönetimine tahsis edilen fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfiyle işaretli 3423,46 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki tahsis kararının iptaline ve (A), (B) ve (C) harfiyle işaretli toplam 5000,05 m² yüzölçümündeki taşınmazın ev, bağ ve bahçe niteliğiyle kararda gösterilen ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı mirasçıları vekili tarafından yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından ise esasa yönelik olarak temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/09/2014 tarih ve 2014/5194 - 7109 E.-K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle"" yörede ilk defa 2010 yılında uygulama imar planı yapıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, Dairenin 31/03/2013 tarihli geri çevirme kararı üzerine, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Metropoliten Nazım İmar Planlama Şube Müdürlüğü 28/04/2014 tarihli cevabı ile çekişmeli taşınmazın ilk defa 28/04/1982 tarihinde onaylanan 1/50000 ölçekli 1990 Ankara Nazım İmar Planı kapsamında kaldığı bildirilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesinin son fıkrası hükmü ile il, ilçe ve kasabaların imar planı içerisinde kalan taşınmazların ihya yolu ile kazanılması yasaklanmıştır. Bir yerin ihya yoluyla kazanılması için imar planı içinde olmaması ya da ilk defa imar planı içerisine alındığı tarihe kadar kanun aradığı kazanma koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Anılan kanun maddesindeki imar planı, 3194 sayılı İmar Kanununun düzenlediği imar planıdır. 3194 sayılı İmar Kanununun 6. maddesinde planların kapsadıkları alan ve amaçlar açısından "Bölge Planları" ve "İmar Planları",imar planları da, "..." ve "Uygulama İmar Planları" olarak hazırlanır denilmiştir. Aynı Kanunun 5. maddesinde de, nazım ve uygulama imar planlarının ayrı ayrı tanımı yapılmıştır. Anılan maddelerde tanımları yapılan imar planlarının kapsamında kalan yerlerin imar-ihya yolu ile kazanılması mümkün değildir.
Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmazın yörede ilk defa 1982 tarihinde yapılan ve onaylanan nazım imar planı kapasında kalıp kalmadığı konusunda fen
bilirkişiden ek rapor alınıp, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten taşınmazın onaylanan imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar yirmi yıllık kazanma süresinin hesaplanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektir."" gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesine göre dava konusu taşınmazın nazım imar planı sınırları içinde kaldığı, ihya yolu ile kazanılamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın 1950 yılında yapılan tapulama sırasında ekilemez arazi niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 18/11/1993 tarihinde askı ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 17/06/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.