(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/31056 E. , 2020/3370 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Gazelberk Proje İnş. Mad. Mim. Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... şirketinin yüklenicisi olduğu Ürgüp TOKİ projesinde ustabaşı olarak 24/05/2014-05/09/2014 tarihleri arasında çalıştığı, çalışmalarının kurum kayıtlarında kesintili gösterildiği, aylık 3.600,00 TL ücret aldığı, yemek ve barınma sağlandığı, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödenmediği, iş akdinin haksız feshedildiği iddiası ile ihbar tazminatı, aylık ücret, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılardan Gazelberk Proje İnş. Mad. Mim. Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davada hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasa"nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına imkan tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Savunma hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı Kanun"un 27. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, Mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve mahkemenin, dava dilekçesi ile duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, 6100 sayılı Kanun"un amir hükmü gereğidir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirketin Ankara adresine çıkartılan tebligat davalının taşındığı gerekçesi ile iade edilmiştir. Ankara Ticaret Sicil kaydına göre davalı şirketin tescilli adresi tebligat çıkartılan adres ile aynı olmakla birlikte ticaret sicil kaydında davalı şirketin 28/04/2015 tarihinde merkezini Gaziantep iline nakletmek üzere belge aldığı notu düşülmüştür. Davalı şirketin merkezini Gaziantep iline taşıyacağı anlaşıldığından davalı şirketin adresinin Gaziantep Ticaret Sicilden araştırmak suretiyle tespit edilecek yeni adresine tebligat çıkartılmaksızın davalı şirketin taşındığı belli olan adresine Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapılması isabetli olmamıştır.
Öte yandan Tebligat Kanunun 35.maddesine göre yapılan tebligattan sonra davalı şirketin süresinde verdiği dilekçe ile davaya karşı cevaplarını, delillerini ve rapora karşı beyanlarını sunduğu anlaşıldığından, davalının delilleri toplanıp, itiraz ve cevapları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekir iken, davalının cevap ve delillerine değer verilmemesi savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup hatalıdır.
Davalının sair temyiz talepleri incelenmeksizin bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, sair hususlar incelenmeksizin yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.