(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2019/6040 E. , 2020/9103 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 18/06/2011 tarihinde dava dışı sigortalı ... Kanepe Mobilya San. Ltd. Şti. unvanlı işyerinin bulunduğu binaya ait atık su hattında meydana gelen tıkanma sonucu işyerinin pis su gider tesisatından suların geri teptiği, sızan suların giriş kat zeminine yayıldığı ayrıca bodrum kat sıva üstünden geçen bina atık su borusunun kısmen parçalanması üzerine suların bu bölümden sızdığı ve bodrum kat zeminine yayıldığını beyanla, şirket tarafından sigortalıya ödenen 7.234,54 TL"nin ödeme tarihi olan
22/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kat maliklerinin her biri için arsa ve mülkiyet payları nispetinde hesaplanacak şekilde ayrı ayrı rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava işyeri sigortalısına yapılan hasar ödemesinin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Eksper raporunda olayın meydana gelişi ve mevcut durum; sigortalı işyerinin bodrum kat dahilinde binaya ait ana atık su hattı sıva üzerinden geçtiği, ayrıca işyeri zemin katta iptal edilen lavaboya bağlı pis su gider hattı bulunduğu, sigortalı işyeri yetkilisinin beyanlarına göre, 17.06.2011 tarihinde 18.06.2011 tarihinde işyerlerini açtıklarında yerin 3 cm yüksekliğinde ve bodrum kat dahilinde 8 cm su ile karşılaştıklarını, sigortalı işyerinin bulunduğu binaya ait atık su hattında meydana gelen tıkanma sonucu işyerinin iptal edilen lavaboya ait pis su giderinden suların geri teptiği sızan suların giriş kat zemine yayıldığı, ayrıca bodrum kat sıva üstünden geçen bina atık su borusunda kısmen parçalanması üzerine suların bu bölümden sızdığı ve bodrum kata yayıldığı, hasarın oluş şekli açısından Turan apartmanı isimli bina sorumluluğunda olan bina atık su tesisat borusunun tıkanması sonucu meydana geldiği şeklinde belirtilmiştir. Dosya kapsamında alınan 05.12.2013 tarihli inşaat mühendisi raporu ile; bodrumda kırılarak sızıntıya sebebiyet verdiği iddia edilen binanın sığınak kısmındaki boruların yenilendiğinin tespit edildiğini, fakat olay tarihiyle keşif tarihi arasında iki yıl üç ay gibi uzun bir zaman geçmesi ve iddia edilen bulguların hiç birisinin şu an olmaması zararın nereden kaynaklandığının tespit etmeyi mümkün kılmadığını belirtilmiş, mahkemece de söz konusu rapor hükme esas alınarak; dava konusu hasara sebebiyet veren atık su borularının patlamasının hangi daireden ve kimin kullanımından kaynaklandığının tespit edilemediği, dava dışı sigortalının hatalı kullanımından kaynaklanma olasılığının yanı sıra iş yerinin üzerinde yer alan herhangi bir dairenin yanlış kullanımından da kaynaklanmış olabileceği, gerçek
sorumlu ve kusurlunun tespitinin mümkün olmaması nedeniyle tüm apartman sakinlerine kusurları ispat edilmeden bu yönde bir sorumluluk yüklemenin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm vermek için yeterli değildir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 22/17. maddesinde "...eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir" düzenlemesi yapılmış olup, davacının delil olarak dayandığı 16.09.2011 tarihli eksper raporundaki tespitler, dosya kapsamındaki fotoğraflar ile konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan rapor alınarak dosya kapsamındaki belge ve beyanlara göre hasarın meydana geliş sebebi ve gerçek zararın belirlenmesi hususlarında denetlenebilir gerekçeli bir rapor düzenlenmesi; binadaki su borularının durumu, bir takım tamiratların yapıldığı ortak alandan kaynaklanan zarardan davalıların bina maliki olarak kusursuz sorumluluğu kiracı davacının müterafik kusuru olup olmadığı bunun kusursuz sorumluluğun etkisi üzerinde durularak ve kat mülkiyet yasası da gözönüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.