22. Hukuk Dairesi 2014/23276 E. , 2015/34035 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2011/1276-2013/873
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işverene ait Libya"daki işyerinde en son silindir operatörü olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin Libya"da meydana gelen iç savaş sebebi ile zaruri olarak feshedildiğini ve ödenmeyen işçilik alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde feshedildiği ancak ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Bu noktada yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının yurt dışı iş sözleşmesi imzalayarak Libya’ya çalışmaya gittiği görülmektedir. Söz konusu sözleşmede çalışma saatleri haftalık kırksekiz saat olarak belirlenmiştir. Şüphesiz ki, haftalık kırkbeş saatin üzerinde olan çalışmalar fazla çalışma oluşturacaktır. Ancak taraflar arasında kararlaştırılan ücret haftalık üç saatlik fazla çalışmayı da kapsamaktadır. Bu sebeple yukarıda değinildiği gibi bu hükme yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak değer verilmelidir. Tanıkların fazla çalışmayı doğulayan beyanları bulunmasına ve dosyada imzalı bordro olmamasına rağmen, banka kayıtlarında ücreti aşan ödemelerin fazla çalışma olduğu kabul edilerek fazla çalışma alacağının reddi isabetli olmamıştır. Fazla çalışma alacağı tanık anlatımına göre hesaplanmalı ve mahkemece tespit edilen aylık ücret miktarı üzerindeki ödemeler fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları bakımından değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
3-Dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının hesaplanma dönemleri bakımından taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının, davalı işverenin Libya ülkesinde bulunan işyerinde en son silindir operatötü olarak çalıştığı sabittir. Davacının hafta tatil ve genel tatil alacağı taleplerinin tanık anlatımına göre hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davalı vekili, söz konusu işyerinde yürütülen yol bakım ve onarım işinde, asfaltın etken maddesinin temininde yaşanan gecikmeler ve olumsuz hava şartları (kum fırtınası ve benzeri) sebebiyle ayın bir kısım günlerinde çalışma yapılamadığını savunmuştur. Bu savunmaya ilişkin olarak, bir kısım emsal bilirkişi raporları sunulmuştur. Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik taleplerin değerlendirilmesinde, davalının savunması üzerinde durulmamıştır. Ayrıca, emsal dosyalardaki davacı tanıkları da hava şartları sebebiyle bazı günlerde çalışma yapılamadığını beyan etmişlerdir. Anılan sebeple, çalışma yapılamayan günlere ilişkin işverence sunulacak belgelere karşı davacı tarafın beyanları alınmalı, tanıklar yeniden dinlenilerek söz konusu belgelere ve çalışılamayan günlere ilişkin ayrıntılı bilgi ve görgüleri sorulmalıdır. Neticeye göre dosya kapsamı birlikte nazara alınarak fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları yeniden değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.