Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21971
Karar No: 2015/34029

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/21971 Esas 2015/34029 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/21971 E.  ,  2015/34029 K.
"İçtihat Metni"

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Kayseri 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2013/401-2014/380

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, vergi iadesi, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işi kendi isteği ile bıraktığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.
Somut olayda; davacının çalışmalarının 21.06.2005 tarihinden sonraki dönemde gerçekleştiği anlaşılmakla, işyerinde çalışan kişi sayısı ve davalının da bedeni gücünü ortaya koyarak çalışması bulunup bulunmadığı tespit edilerek davacının 4857 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Görev hususunun kamu düzeninden olduğu ve mahkemenin görevli olup olmadığını resen incelemesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2.Davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, dava dilekçesinin davalının H. Mahallesi G. Sokak No: 51/5 Kayseri adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereğince 26.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın üzerine davalının çarşıya gittiğinin yazıldığı, 20.06.2013 tarihinde de aynı şekilde 03.10.2013 tarihli duruşma gününün tebliğ edildiği, bu tebligatın üzerine de davalının işe gittiğinin yazıldığı, davalı vekili tarafından 16.10.2013 tarihine kadar geçerli olan yerleşim yeri belgesi sunulduğu ve belgede davalının adresin Appingedam- Hollanda olduğunun yazdığı, pasaport kayıtlarına göre de davalının 02.01.2013-01.06.2013 ve 11.06.2013-08.07.2013 tarihleri arası yurt dışında olduğunun anlaşıldığı, davalının 25.09.2013 tarihinde avukata vekalet verdiği, davalı vekilinin 30.09.2013 havale tarihli cevap dilekçesi sunduğu ve davadan yeni haberdar olduklarını bildirdiği, davalının UYAP sitemindeki son kayıtlı adresinin H Mahallesi F. Caddesi 74/ 5 Melikgazi/ Kayseri olduğu, dava dilekçesinin gönderildiği adresin UYAP sisteminde yurt içi ikametgah adresi olarak kayıtlı, olduğu ve Hollanda"nın da eski mernis adresi olarak kaydedildiği dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece, süresinde sunulmayan cevap ve delil dilekçesine davacının muvafakat etmemesi sebebi ile davalının savunması üzerinde durulmamış ve bildirdiği tanıklar dinlenmemiştir. Dava dilekçesinin tebliğ edildiği 26.05.2013 tarihinde davalının yurt dışında olduğu sabit olup, bu tarih itibari ile davalının mernis adresinin hangi adres olduğu ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmalı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği adres olmadığının tespit edilmesi halinde davalının delilleri toplanmalı ve tanıkları dinlenmeli; dava dilekçesinin tebliğ edildiği adres olduğunun anlaşılması halinde ise şimdiki gibi sonuca gidilmelidir. Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilip edilmediği hususu araştırılmadan savunma hakkını kısıtlar şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi