14. Hukuk Dairesi 2018/3423 E. , 2019/2090 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2011 ve 19.06.2013 gününde verilen dilekçeler ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı, 1/2 oranında paydaşı olduğu 961 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalıya ait 948 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ..., kendi taşınmazından geçit verilmesini istemediğini, 974 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit kurulmasının daha uygun olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 961 No"lu parsel lehine 948 No"lu parsel üzerinde 03.05.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 41,45 m2"lik kısımda geçit hakkı tesisine dair verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.11.2012 tarihli 2012/11529 Esas, 2012/13266 Karar sayılı ilamı ile özetle; dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve krokisinin incelenmesinde, 974 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün aleyhine geçit kurulan 948 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünden daha büyük olduğunun açıkça anlaşıldığı, ancak 974 parsel sayılı taşınmaz üzerinde işaretlenen B seçeneğindeki çeşitli cins ve miktardaki meyve ağaçlarının ekonomik değeri dikkate alındığında gerekirse kesilmek suretiyle buradan geçit kurulmasının mümkün olup olmadığının araştırılmadığı, bu durumda mahkemece, geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi göz önüne alınarak 974 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının getirtilip malikleri hakkında ayrı bir dava açması için davacıya süre verilmesi ve dava açıldığı taktirde eldeki dava ile birleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının 974 No"lu parsel malikleri aleyhinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/337 Esas sayılı dosyası ile açtığı dava eldeki dava ile birleştirilmiş; birleştirilen davada davalı ..., 948 No"lu parsel üzerinden geçit kurulmasının daha uygun olduğunu belirterek paydaşı olduğu 974 No"lu parsel aleyhindeki davanın reddini savunmuş; mahallinde iki kez keşif icra edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 961 numaralı parsel lehine, 948 numaralı parsel üzerinde 25.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 41,45 m2"lik alanda geçit hakkı tesisine ve depo edilen 20.700,00TL geçit bedelinin davalı 948 parsel malikine ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Somut olayda mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen gereği yerine getirilmemiş; bozma ilamı doğrultusunda düzenlenen ve hükme esas alınan 25.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda, 974 parsel üzerinde 3 No"lu seçenek olarak (A) harfiyle gösterilen 46,28 m2"lik kısımda herhangi bir inşaat ve tarımsal nitelikli ürün bulunmadığı tespit edilmesine ve yüzölçümü daha büyük olan bu parselden geçit verilmesinin daha uygun olacağı açıkça bildirilmesine rağmen davacının, 16.06.2017 tarihli dilekçesi ile anılan bilirkişi raporunda 2 No"lu seçenek olarak gösterilen kısım üzerinde 948 No"lu parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep ettiği gerekçesi ile 948 numaralı parsel üzerinde (B) harfi ile gösterilen 41,45 m2"lik alanda geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Öte yandan, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.09.2018 tarihli cevabi yazısında, dava konusu 948 ve 961 parsel sayılı taşınmazların 1/1000 ölçekli 22.01.2018 tasdik tarihli Akçakese Mahallesi Uygulama İmar Planında kısmen imar yolunda, kısmen de E=0,35 yapılaşma yoğunluğunda iki kat konut alanında kaldığı bildirilmiş; davalı ..."un temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda imar yolu açıldığını belirttiği gibi, davacı ..."in de hüküm tarihinden sonra sunduğu 22.02.2019 havale tarihli dilekçesinde, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda imar yolu açıldığından paydaşı olduğu 961 No"lu parselin geçit ihtiyacının kalmadığını bildirdiği görülmüştür.
Bu tür davalarda, genel yola bağlantısı bulunmayan taşınmazların yol ihtiyacını karşılamak amacıyla mahkemece, öncelikle geçit ihtiyacının mevcut olup olmadığının saptanması gerekir. Bunun için de yine taraf yararları gözetilerek, var olduğu ileri sürülen yolun niteliği ve davacının buradan yararlanma koşulları araştırılarak sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacının taşınmazının sınırından imar yolu açıldığı ileri sürülmektedir. 29.04.1968 tarihli ve 1966/22-1968/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, açılmamış imar yollarının varlığı geçit ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Davacının taşınmazının sınırındaki yolu fiilen kullanıyor olması, bu yerin resmi olarak yola terk edildiği ve yol olarak kullanıma açıldığı anlamına gelmez. İmar planı kapsamında yol olmakla birlikte, halen özel mülk olma niteliği taşıyan taşınmazı yol olarak kullananlar her an mülkiyet hakkı sahiplerinin bunu önleme tehdidi ile karşılaşabilirler ki bu durumda yol ihtiyacının ortadan kalktığından söz etmek mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece, davaya konu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak davacının taşınmazının sınırındaki imar yolunun resmi olarak yola terkininin yapılıp yapılmadığının araştırılması, yola terkin yapıldığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi; yapılmamış ise dava konusu 961 No"lu parsel lehine 25.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda 974 parsel üzerinde 3 No"lu seçenek olarak (A) harfiyle gösterilen 46,28 m2"lik bölümden geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.