(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/3504 E. , 2010/5373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, ... parsel No’lu taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar ..., ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Hüküm temyiz isteminde bulunan davalı ...’a 24.6.2009 ve davalı ...’a 28.7.2009 tarihinde tebliğ olunmuş, temyiz dilekçesi sekiz günlük yasal süre geçtikten sonra 10.8.2009 tarihinde verilmiş, temyiz harcı da 15.3.2010 tarihinde yatırılmış olduğundan HMUK’nun 432 / 4 maddesi ve 1.6.1990 gün 1989 / 3, 1990 / 4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince ;
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, dava konusu edilen 8 No’lu parsele tarafların birlikte malik olduklarını, bu yer hakkında hissedarlar arasında bir çok defa girişimde bulunulmasına karşın rızai taksim konusunda anlaşma sağlanamadığını, taşınmazın aynen bölünmesinin de mümkün olmadığını belirterek, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalılar duruşmalara gelmemiş ve bir savunmada bulunmamıştır
Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı,taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın giderilmesi davasını ortaklardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. .Olayımıza gelince; dava konusu edilen taşınmazın paydaşlarından ...’ın adresi Nüfus Müdürlüğü’nce ... ... ... Hollanda olarak gösterilmiş, ancak mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye davacılar vekilince bildirilen ... Mahallesi ... Caddesi .... Sokak ... Apartmanı Kat: ... ... adresine çıkarılarak bu adreste daha önce muhatabın yurt dışında olduğunu beyan eden amcası ... imzasına tebliğ edilmiştir. Her ne kadar mahkeme ilamı adı geçen davalıya aynı adreste bizzat tebliğ edilmiş ise de davalı ...’ın yurt dışında ikamet ettiği, geçici olarak Türkiye’ye geldiğinde tebligat yapılan adreste kaldığı anlaşılmaktadır Dava dilekçesinin tebliğ edildiği adres davalı ...’in sürekli ikametgahı olmadığı gibi yurt dışındaki adresi bildirilmiş olduğundan mahkemece davalı ...’in yurt dışındaki belirtilen adresine yöntemine uygun dava dilekçesinin tebliğ olunması, taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.