
Esas No: 2018/5336
Karar No: 2021/3540
Karar Tarihi: 01.07.2021
Danıştay 8. Daire 2018/5336 Esas 2021/3540 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5336
Karar No : 2021/3540
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ...
VEKİLİ : Av. ...
2- (DAVALI) ... Bakanlığı
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedirler.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Pendik İlçesi, ... Köyü, ... ada, ... parsel, 12.806,44 m² yüzölçümlü taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında satışına dair başvurunun reddi ilişkin İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem ile dava konusu taşınmazın eski maliklerine iadesine dair Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava konusu taşınmazın kök parseli olan ... parsel sayılı taşınmazın dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı iken mahkeme kararıyla tapu kaydının iptal edildiği ve hazine adına tescil yapıldığı, yapılan kadastro çalışması neticesinde ... parselin ... ada, ...,...,...,...,..., ve ... parseller, ... ada ... ve ... parseller ve ... ada ... ve ... parsellere dönüştüğü ve taşınmazın beyanlar hanesine ... tarih ve ... yevmiye numarası ile "6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesi gereğince tamamen Maliye Hazinesi adına Orman sınırları dışına çıkarıldığı" kaydının düşüldüğü, bu sebeple dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında hak sahibi dava dışı üçüncü kişilere iade edilecek taşınmazlardan olduğu, davacının dava konusu taşınmazda zilyet olmasının kendisine 6292 sayılı yasa kapsamından bir hak sahibi yapmadığı ve dosya kapsamında bulunan bilgi, belgeler ve kesinleşmiş yargı kararı dikkate alındığında dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; ... tarih ve ... sayılı işlem açısından davanın reddine ilişkin kısmında kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve dilekçede ileri sürülen iddialar da sözkonusu kararın bu kısmının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun bu işlem yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle bu kısım yönünden istinaf başvurusunun reddine, davacının ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 7.142,84 m²'lik kısmında zilyet olduğu, tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtildiği üzere taşınmazı bahçe olarak 1995 yılından beri fiilen kullandığı, 7.142,84 m²'lik kısmı satın alma hakkı bulunduğu belirlendiğinden satın alma talebinin reddine dair ... tarih ve ... sayılı işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bu kısım yönünden davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, eski maliklerine iadesine karar verilen İstanbul İli, Pendik İlçesi, ... Köyü,... ada ... parsel sayılı taşınmazın eski ... nolu parselin sınırlarında olmadığı, çok küçük bir kısmının 692 nolu parselin sınırlarına denk geldiği, keşif yapılması talebinin değerlendirilmediği, taşınmazın tamamında hak sahibi olduğu ve önceki maliklere iade edilmesi işleminin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin proje alanında kaldığından davacıya satışının mümkün olmadığı ancak rayiç bedel üzerinden davacıya satabileceği gibi hak sahibinin haklarını karşılama kaydıyla proje kapsamında değerlendirebileceği, mahkeme kararının onanması gerektiği ileri sürülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Pendik İlçesi, 2. Bölge, ... Köyü, ... Pafta, ... parsel sayılı taşınmazın 1956 yılı tapulama dışı bırakıldığı, 1967 yılında ise anılan taşınmazın tamamı yarı yarıya olmak üzere ... oğlu ... ile ... oğlu ... adlarına tescil edildiği, bu defa ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla tapu kaydının iptaline ve Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince ... parsel nolu taşınmazın beyanlar hanesine ... tarih ve ... yevmiye no ile "6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesi gereğince tamamen Maliye Hazinesi adına Orman sınırları dışına çıkarıldığı" yazıldığı, İstanbul Valiliği Kadastro Müdürlüğü ... tarih ve E.... sayılı yazıda belirtildiği üzere; dava konusu ... ada, ... parsel nolu taşınmazın ... parsel nolu kök parselden geldiği, (5.663,60 m² si 692 parselden 7.142,84 m² tescil harici alan), dava konusu taşınmazında içerisinde bulunduğu ... ada, ...,...,...,...,..., ve ... parseller, ... ada ... ve ... parseller ve ... ada ... ve ... parsellerin eski malikleri olan ... oğlu ... ile ... oğlu ... mirasçılarının talebi üzerine bahse konu taşınmazın mirasçılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a 6292 sayılı Yasanın 7'nci maddesine göre bedelsiz iadesine karar verildiği, bu defa davacı tarafından, İstanbul İli, Pendik İlçesi, ... Köyü, ... ada, ... parsel, 12.806,44 m² yüzölçümlü taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında kendisine satışına dair başvurunun reddi ilişkin İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem ile dava konusu taşınmazın eski maliklerine iadesine dair Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda sözü edilen 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca bir taşınmazın iade edilebilecek taşınmazlardan olabilmesi için ilk önce; ilgiler adına tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulmuş bir tapunun olması ve bu oluşan tapunun hukuken geçerli ve usulüne uygun olarak oluşturulmuş olması gerekmektedir. Zira Türk Medeni Kanunu'nun kabul ettiği sisteme göre tapuya tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tesciller, yolsuz tescil niteliğinde olup, sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. Daha sonra ise usulüne uygun olarak tapusu düzenlenmiş olan taşınmazların, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak tapu kütüğüne 2/A veya 2/B belirtmesinin konulması gerekmektedir. Belirtilen şartları taşıyan taşınmaz sahipleri, tapularında bulunan bu şerhin idarece kaldırılması istemiyle başvuruda bulunmaları üzerine idarece bu belirtmeler kaldırılır.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış" başlıklı 6. maddesinde "2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanuna göre hak sahibi sayılır.
(2) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılır.
(3) Hak sahiplerinden birinci fıkra kapsamında olanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, ikinci fıkra kapsamında olanlar ise, güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler.
(4) (Değişik: 30/1/2013-6412/1) Hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli; dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanır. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanır. Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metre karesi için ve hak sahiplerinin hisselerine oranlanarak uygulanır. (Ek cümle: 6/3/2013-6444/1) Ancak, tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan ve üzerinde tarımsal amaçlı yapılar (mandıra, sera, ağıl, kümes vb.) ile sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut hariç yapı bulunmayan yerler için satış bedeli, rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanır, bu şekilde satılan taşınmazların sonradan farklı amaçla kullanılması hâlinde, taşınmazın satış tarihi itibarıyla rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin hükümler uyarınca kayıt malikinden tahsil edilir.
(5) Başvuru sahiplerinden satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için iki bin Türk Lirası, dışında olan yerler için bin Türk Lirası başvuru bedeli alınarak ilgilileri adına emanet hesabına kaydedilir. (Ek cümle: 30/1/2013-6412/1) Daha önce başvuru bedeli yatırmadan yapılan başvurular ile bundan sonra yapılacak başvurular başvuru bedeli alınmaksızın geçerli kabul edilir.
(6) Hak sahiplerine satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.
(7) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1/5/2010 tarihinden itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılır.
(8) Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. Satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi, en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on oranında indirim uygulanır ve bu bedeller idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenir. Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemez ve dava açılamaz. Peşinat alınmadan yapılan taksitle satışlarda ise satış bedelinin tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan ve üzerinde tarımsal amaçlı yapılar (mandıra, sera, ağıl, kümes vb.) ile sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut hariç yapı bulunmayan yerler için yüzde onu, diğer yerler için yüzde yirmisi, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla beş yılda on eşit taksitte, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla altı yılda on iki eşit taksitte faizsiz olarak ödenir. Taksitli satışlarda kalan miktarı karşılayacak tutarda kesin ve taksitlendirmeye uygun süreli banka teminat mektubu verilmesi veya satışı yapılan taşınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanuni ipotek tesis edilmesi hâlinde; taşınmaz, tapuda hak sahibi adına devredilir. İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmî şekil şartı aranmaz. Hak sahipliği belgesi; hak sahibinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, imzası, fotoğrafı ve nüfus bilgilerini içerecek şekilde idarece düzenlenir. Düzenlenen hak sahipliği belgelerinin idarece yazılı olarak tapu idaresine bildirilmesi üzerine, devir ve kanuni ipotek tapu siciline resen tescil edilir. İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazların üçüncü kişilere satılması hâlinde borcun kalan tutarından alıcılar sorumludur. Bu hususta tapu kütüğünde gerekli belirtme yapılır. Hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, hak sahibi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutar hak sahibine aynen ve faizsiz olarak iade edilir.
(9) Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı veya taksitleri vadesinde ödememek suretiyle yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşer. Ancak, taksitli satışlarda, taksit süresinin sonuna kadar ödenmek kaydıyla taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmez. Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanır.
(10) Hak sahibi olunmasında kanuni halefiyet, hak sahibinin veya mirasçılarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermeleri hâlinde ise akdî halefiyet hükümleri geçerlidir. Bu fıkraya göre noter tarafından düzenlenecek muvafakatnamelerden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre elli Türk Lirası maktu noter harcı alınır.
(11) Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine, bu Kanundan yararlanamayacakları gerekçeleriyle birlikte bildirilerek başvuru bedeli aynen ve faizsiz olarak iade edilir.
(12) Bu maddeye göre hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ile ilgili idarelerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde idareye bildirilmesi şartıyla özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gerekenler ile içme ve kullanma suyu havzalarında maksimum su seviyesinden itibaren üç yüz metrelik bant içerisinde kalan yerler hak sahiplerine satılmaz. Bu taşınmazların yerine istenilmesi hâlinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir.
(13) Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamazlar, başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar.
(14) Bu maddeye göre hak sahibi bulunmayan veya doğrudan satın almaya ilişkin hak sahipliği kalmayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(15) Hak sahipliği kalmayan taşınmazların değerlendirilmesi amacıyla, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin son fıkrası kapsamında kalanlar hariç olmak üzere, üzerlerinde bulunan kişilere ait yapı ve eklentiler; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedelleri ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedeli ilgililerine ödenmek suretiyle yıktırılır veya bu şekilde belirlenen bedel, taşınmazın değerine eklenerek son müracaat tarihinden itibaren üç yıl içinde satılarak satıştan elde edilen gelirden yapı ve eklenti sahiplerine ödenir ve idare tarafından yapıların tahliyesi sağlandıktan sonra ferağ işlemleri gerçekleştirilir.
(16) Bu maddenin üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen süreleri iki katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde ise; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Ayrıca, orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında bulunmadığından, 345 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliğinin "İade edilecek taşınmazlar" başlığını taşıyan 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan (karşılığında daha önce taşınmaz verilen ya da bedel ödenenler ile mahkemelerce verilen kararlara göre tazminat ödenenler hariç), taşınmazlardan açılan davalar sonucunda mahkemelerce kişiler adına olan tapuları iptal edilerek; orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edilenler ilgililerine iade edileceği hükmünün, 05.11.2013 gün ve 28812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliğinde (Sıra No: 345)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin (Sıra No:359) 1. Maddesi ile, 04.07.2012 gün ve 28343 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No:345)'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "orman vasfıyla tapuda hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan" ibaresi yürürlükten kaldırılmış olup; 359 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliği'n bu tümceyi yürürlükten kaldıran hükmünün iptali için açılan davada ise, Dairemizin 17/04/2018 tarih ve E: 2014/4794, K:2018/2155 sayılı kararı ile, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin kapsamını genişleten kuralın yürürlükten kaldırılması amacıyla tesis edilen dava konusu Milli Emlak Genel Tebliğinin, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin gereği gibi uygulanmasına yönelik olduğu anlaşıldığından, hukuk devleti ilkesine, kanuni idare ilkesine ve normlar hiyararşisine aykırılık taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu taşınmazın eski maliklerine iadesine dair Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem yönünden;
Dava konusu taşınmazında içerisinde bulunduğu ... ada, ...,...,...,...,..., ve ... parseller, ... ada ... ve ... parseller ve ... ada ... ve ... parsellerin 1967 yılında eski malikleri adına tescil edildiği, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescili davasında ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... K:... sayılı kararıyla tapu kaydının iptaline ve Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, eski malikleri olan ... oğlu... ile ... oğlu ... mirasçılarının 06/06/2012 tarihli başvuruları üzerine bahse konu taşınmazın mirasçılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a dava konusu işlem ile 6292 sayılı Yasanın 7'nci maddesine göre bedelsiz iadesine karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda sözü edilen 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca bir taşınmazın iade edilebilecek taşınmazlardan olabilmesi için ilk önce; ilgiler adına tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulmuş bir tapunun olması ve bu oluşan tapunun hukuken geçerli ve usulüne uygun olarak oluşturulmuş olması gerekmektedir. Zira Türk Medeni Kanunu'nun kabul ettiği sisteme göre tapuya tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tesciller, yolsuz tescil niteliğinde olup, sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. Daha sonra ise usulüne uygun olarak tapusu düzenlenmiş olan taşınmazların, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak tapu kütüğüne 2/A veya 2/B belirtmesinin konulması gerekmektedir. Belirtilen şartları taşıyan taşınmaz sahipleri, tapularında bulunan bu şerhin idarece kaldırılması istemiyle başvuruda bulunmaları üzerine idarece bu belirtmeler kaldırılır.
Yine aynı maddeye göre, bu belirtmelerin bulunduğu taşınmazlar hakkında, ilgilileri tarafından hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların iade kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve taşınmaz orman niteliğinde iken adlarına tapu düzenlenen, daha sonra ise Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların ise, Anayasa'nın 169. maddesi gereği ormanların mülk edinilemeyeceği hüküm altına alındığından yapılan tescillerin yolsuz tescil niteliğinde olması ve yolsuz tescilin sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaması nedeniyle 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca iade edilecek taşınmazlar kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlıkta; ilk olarak taşınmazın 1956 yılı tapulama dışı bırakıldığı, 1967 yılında ise anılan taşınmazın tamamı yarı yarıya olmak üzere ... oğlu ... ile... oğlu ... adlarına tescil edildiği, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... K:... sayılı kararıyla tapu kaydının iptaline ve Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince ... parsel nolu taşınmazın beyanlar hanesine ... tarih ve ... yevmiye no ile "6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesi gereğince tamamen Maliye Hazinesi adına Orman sınırları dışına çıkarıldığı" yazıldığı, İstanbul Valiliği Kadastro Müdürlüğü'nün ... tarih ve E.... sayılı yazısında dava konusu ... ada, ... parsel nolu taşınmazın 5.663,60 m² si ... parselden 7.142,84 m2 tescil harici alandan meydana geldiği, dava konusu taşınmazında içerisinde bulunduğu 177 ada, ...,...,...,...,..., ve ... parseller, ... ada ... ve ... parseller ve ... ada ... ve ... parsellerin eski malikleri olan ... ile ... oğlu ... mirasçılarının talebi üzerine bahse konu taşınmazın mirasçılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a 6292 sayılı Yasanın 7'nci maddesine göre bedelsiz iadesine karar verildiği görülmüş olup, dava konusu taşınmaza dair oluşturulan tapu kaydının hazine tarafından açılan dava sonucu iptaline yönelik kararın kesinleşmesi ile hukuki bir değeri kalmadığından, 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmayan 177 ada, 3 parsel numaralı taşınmazın iade edilmesini uygun gören dava konusu Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işleminin davacıyı ilgilendiren kısmında hukuka uygunluk, aksi yönde verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan; davaya konu işlemin iade talebinde bulunan eski maliklere de davanın ihbar edilmesi gerektiği açıktır.
Davacının satış başvurusunun reddine ilişkin İstanbul Valiliği Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem yönünden;
Davacı tarafından 09.03.2016 tarihli başvuru ile İstanbul İli, Pendik İlçesi, ... Köyü, ... ada, ... parsel, 12.806,44 m² yüzölçümlü taşınmazın tarafına satışı talebinde bulunduğu, idarenin dava konusu işlemi ile eski maliklere iadesi uygun görüldüğünden satış talebi hakkında yapılacak işlem bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmüştür.
İstanbul Valiliği Kadastro Müdürlüğü'nün 09.03.2016 tarih ve E.... sayılı yazısında dava konusu ... ada, ... parsel nolu taşınmazın 5.663,60 m² si ... parselden 7.142,84 m² tescil harici alandan meydana geldiği, taşınmazın da aralarında bulunduğu bölgede yapılan kadastro çalışmalarında davacının 1995 yılından beri kullanıcı olduğu belirtilmiş olup, dava dışı şahıslar tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında ... Kadastro Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile tespit gibi tapuya tesciline karar verildiği, anılan kararın 26.01.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; dava konusu taşınmazın kullanıcısı olduğu mahkeme kararı ile ortaya konulan davacının satışını talep ettiği taşınmazın 7142.84 m² lik kısmında hak sahibi olduğu açık olup bu kısım yönünden Bölge İdare Mahkemesi kararı hukuka uygun olup, 5663.60 m² lik kısım yönünden; taşınmazın tamamının eski maliklerine iadesini uygun gören Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlemi yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka uygunluk görülmediğinden bu kısım yönünden Bölge İdare Mahkemesi kararın bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Davalı idarenin İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem yönünden temyiz isteminin reddine,
2. Davacının Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işlem yönünden temyiz isteminin kabulüne,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.