10. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4177 Karar No: 2020/230 Karar Tarihi: 15.01.2020
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/4177 Esas 2020/230 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 76. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, uyuşturucu madde bulundurmaktan suçlu bulunarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine çarptırılmıştır. Ancak sanık bu tedbiri ihlal etmiştir ve mahkûmiyeti üzerine kesinleşmiştir. Sanık hakkında daha önce aynı suçtan verilmiş olan bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri ise bulunmamaktadır. Bu nedenle, kanunun sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması sebebiyle sanık, doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden biri olarak yargılamaya devam edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı doğrultusunda, sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesi uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Yargılamanın kanuna uygun yapıldığı ve kararın vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilere uyumlu olduğu sonucuna vararak, sanık müdafiinin temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm onanmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası ve TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesidir.
10. Ceza Dairesi 2019/4177 E. , 2020/230 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL 76. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihinde infaz edilmekte olan herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.