2. Ceza Dairesi 2020/8732 E. , 2020/11837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında kurulan hükümlerde tekerrüre esas alınan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/25 Esas 2013/182 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK"nın 106/1-1 maddesinde yazılı ""tehdit"" suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, gerekçeli karar başlığında suç kısmında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması yerine “korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1) Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a) Sanığın tüfekle ateş ederek sokak lambasına zarar vermesi şeklinde gerçekleşen eyleminin genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve kamu malına zarar verme suçlarını oluşturduğu, TCK.nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca daha ağır cezayı gerektiren suçtan ve buna göre de sanığın sadece 5237 sayılı TCK.nın 151/1, 152/1-a madde ve fıkrasında düzenlenen kamu malına zarar verme suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,
b) 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesindeki "Basit Yargılama Usulü"nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK"na eklenen geçici 5/1-d maddesi ile "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklinde sınırlama getirilmiş ise de;
Hükümden sonra, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d"de yer alan "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38.maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
AYM kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş olsa da; hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi, ayrıca iptal kararının, CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren, 5237 sayılı TCK’nın 123/1. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.