(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/31049 E. , 2020/3365 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı TNS Grup Özel Güv. Hizm. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/05/2009-08/04/2014 tarihleri arasında Yenikent Asaş Ambalaj Fabrikası projesinde çalıştığı, Onur-Alp şirketinde çalışırken işyeri devri ile diğer davalı şirkette çalışmaya devam ettiği, davalıların müteselsil sorumlu olduğu, iş akdinin hiç bir sebep yokken davalı tarafından feshedildiği, hile ile elinden ibraname ve istifa dilekçeleri alındığı, bunların geçerli olmadığı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışmasının bulunduğu iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, 1 aylık maaş alacağı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ile davalı TNS Grup Özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı temyizi yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta; Davacı fazla çalışma yaptığını iddia etmiş, delil olarak tanık deliline ve işyeri kayıtlarına dayanmış, davalı ise işyerinde vardiyalı çalışma yapıldığını ve dinlenme molaları ile birlikte fazla çalışma olmadığını, olması halinde bordroda gösterilerek ödendiğini savunmuş, ücret bordroları ile vardiya çizelgelerini dosyaya sunmuştur. Dinlenen davacı ve davalı tanıkları günlük 12 saatlik iki vardiyalı çalışma yapıldığını beyan etmiştir. Davalı tarafından sunulan imzalı ücret bordrolarında davacı lehine aylık ortalama 11 saat civarı fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirildiği, ücretin bankadan ödendiği görülmüştür.
Davalının sunduğu vardiya çizelgeleri incelendiğinde, davacının 2014/eylül ayı ve sonrasında Asaş ambalaj işyerinde 08-17 arası çalıştığı, öncesindeki işyerlerinde ise 08-20 ve 20-08 arası ikili vardiyada tanık beyanlarında belirtildiği gibi 2 gün gündüz çalışması, 2 gün gece çalışması ve 2 gün dinlenme şeklinde çalıştığı anlaşılmıştır.
Bu çalışma şekline göre davcının ilk 4 haftada haftanın 5 günü, sonraki 2 haftada haftanın 4 günü çalıştığı,12 saatlik vardiyalarda çalıştığı dönemlerde 1,5 saatlik dinlenme molası hariç günlük 10,5 saatlik çalışma ile 4 gün çalıştığı 2 haftada haftalık 42 saat, 5 gün çalıştığı 4 haftada haftalık 52,5 saat çalıştığı, denkleştirme uygulandığında 6 haftalık toplam çalışmasının (42x2+52,5x4)=294 saat olduğu ve haftalık ortalama (294/6)=49 saatlik çalışma süresinde haftalık ortalama 4 saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca her hafta 2 gün gece çalışmasında gece 7,5 saati aşan günlük 3 saat ve 2 günde 6 saatlik fazla çalışma ile haftalık toplam 10 saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir.
Karara dayanak raporda, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuk ettirilip bankadan ödendiği, tanık beyanı ile aksi ispat edilemediği gerekçesi ile fazla çalışma ücretinin reddine karar verilmiş ise de, açıklandığı şekilde dosyaya sunulan vardiya çizelgeleri ile bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücretlerini aşan fazla çalışma yapıldığı ispatlanmıştır.
Mahkemece, dosyada yer alan vardiya çizelgelerinde gösterilen çalışma şekillerine göre ilgili dönemler itibariyle belirlenecek fazla çalışma süreleri karşılığı hesaplanacak fazla çalışma ücretlerinden bordolarda ödenen fazla çalışma ücretlerinin mahsubu ile davacının bakiye fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınması gerekir iken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçe ile fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davalı temyizine gelince;
Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Somut uyuşmazlıkta;Davacı, iş akdinin hiç bir sebep yokken davalı tarafından feshedildiğini, hile ile elinden ibraname ve istifa dilekçeleri alındığını iddia etmiş, davalı ise davacının baştan itibaren çeşitli projelerde ve en son Asaş Ambalaj projesinde çalıştığını, Asaş Ambalaj ile davalı şirket arasındaki sözleşme 04/01/2015 tarihi itibariyle biteceğinden zorunluluk sebebiyle davacının Lösev Eğitim ve Sağlık Kampüsü İnşaat Şantiyesi (İncek) adresindeki projede görevlendirildiğini, davacının bu atamayı kabul ettiğini ancak burada göreve başlamadığını, bu nedenle hakkında 06/01/2015, 07/01/2015 ve 08/01/2015 tarihli devamsızlık tutanaklarının düzenlendiğini, davacının yazılı olarak işe davet edilmesine rağmen dönüş yapmaması sebebiyle iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur.
Davalı tarafından sunulan “görevlendirme belgesi” başlıklı belge ile eski işyeri Asaş Ambalaj şirketi iken yeni işyeri Lösev Eğitim ve Sağlık Kampüsü inşaatı şantiyesi İncek/Gölbaşı adresi olan yerde 06/01/2015 tarihinde iş başı yapacağı belirtilmiş, söz konusu belge davacı tarafından “atamayı kabul ediyorum” beyanı ile 20/11/2014 tarihinde imzalanarak tebliğ alınmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacı daha önce de farklı projelerde çalışmış, son çalıştığı Asaş Ambalaj şirketi işyerindeki işin sona erecek olması nedeniyle 20/11/2014 tarihli yazı ile Gölbaşı/İncek adresindeki Löseve ait inşaat şantiyesinde görevlendirilmiştir. Davacının iddia ettiği şekilde elinden hile ile yada kandırarak istifa belgesi alındığına dair delil olmadığı gibi işverende fesih sebebi olarak davacının istifasına dayanmamıştır. Davacının yazılı olarak kabul ettiği görev yeri değişikliğine istinaden göreve başlamadığı, bu nedenle işverence devamsızlık sebebiyle fesih işlemleri halen yapılmakta iken dava açmak suretiyle iş sözleşmesinin davacı tarafından eylemli olarak feshedildiği anlaşılmıştır. Hal böyle iken iş sözleşmesinin işverence feshedildiği iddiasına dayanan davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir iken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.