17. Ceza Dairesi 2019/4413 E. , 2019/8304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında 07/04/2015 tarihinde verilen ek karar hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/11/2010 tarihli, 2011/274-300 Esas ve Karar numaralı, 06/12/2008 tarihli, 144-234 Esas ve Karar numaralı, 23/09/1974 tarihli, 224-408 Esas ve Karar numaralı ve 16/04/1973 tarihli, 213-345 Esas ve Karar numaralı kararlarında da belirtildiği üzere ve 5271 sayılı CMK"nun 42/1. maddesinin “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme gözetildiğinde, sanık ... tarafından verilen dilekçelerin eski hale getirme ve temyiz talebi niteliğinde bulunduğu, temyiz dilekçesi ve eski hale getirme talepli istemin birlikte verilmesi halinde, karar verme yetkisinin Yargıtayın ilgili dairesinde olduğu anlaşılmakla; hukuki değerden yoksun olan Anamur 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2015 tarihli, 2013/124 Esas ve 2014/365 Karar sayılı ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınara, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekir.
Sanığın yokluğunda verilen hükümlerin, kovuşturma sırasında alınan ifadesinde bildirdiği adresine tebliğ edilememesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmakta ise de; Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese Kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Sanığın mahkemeye bildirdiği adreste daha önce usulüne uygun olarak yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın temyiz dilekçesi verdiği tarihin öğrenme tarihi olarak kabul edilip temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın temyiz isteminin, mağdur ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına ilişkin olduğu tespit edilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b, 143/1 maddeleri uyarınca tayin olunan 2 yıl 8 ay hapis cezası üzerinden, aynı Kanun"un 62/1. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılarak 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 1 yıl 14 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmelerde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 58/6-7-8. madde ve fıkralarının uygulanmasına esas alınan Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.05.2001 gün ve 2001/163-2001/408 sayılı ilamındaki 765 sayılı TCK’nun 493/1, 522, 493/1, 523, 71. maddeleri gereğince hükmedilen 8 ay hapis cezasındaki içtima çözülerek en ağır olan cezanın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; hüküm fıkralarından TCK"nun 53. maddenin uygulanmasına yönelik bölümlerin çıkartılması ile yerlerine "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlelerinin eklenmesi ve ayrıca hüküm fıkralarından sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulamasına ilişkin bölümlerin çıkartılarak yerlerine, “İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/51 Esas, 2002/138 Karar numaralı ilamı ile nitelikli hırsızlık suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin önceki hükümlülüğü nedeni ile 5237 sayılı TCK’nun 58/6-7. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına,” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.