Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3546
Karar No: 2016/5542
Karar Tarihi: 04.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/3546 Esas 2016/5542 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın konusu, Kamulaştırma Yasası kapsamında bir taşınmazın bedelinin tespiti ve idare adına tesciliydi. Mahkeme davanın kabulüne karar verdi ancak, bir kısım davalının vekili tarafından temyiz edildi. Yargıtay ise temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak, hükümde bazı yanlışlıklar olduğu sonucuna vardı. Bunlar arasında; dava konusu taşınmazın da davacıya ait bir payı olduğu halde, tüm pay üzerinden hesap yapılması, taşınmazda malik veya mirasçı sıfatına sahip olmayanların da davalı olarak gösterilmesi, ölü kişinin adı karar başlığında yazılmış olması, mirası reddedenlerin durumunun yeterince araştırılmaması gibi hatalar yer alıyordu. Ayrıca, 6459 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesine eklenen fıkra hakkında da açıklama yapıldı. Bu düzenleme, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanması gerektiğini belirtiyor. Temyiz kararında ise, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık
18. Hukuk Dairesi         2016/3546 E.  ,  2016/5542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, ... İli ... İlçe ... Köyü 262 parsel sayılı taşınmazın Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydına ve dosya içerisindeki veraset ilamına göre davacının da taşınmazda payı olduğu anlaşılmış olup, bu halde davacının davaya konu taşınmazdaki payı düşüldükten sonra, davalılara ait olan toplam hisse miktarı tesbit edilip belirlenen hisse miktarı üzerinden bedel hesabı yapılması gerekirken, davacının da payını da kapsayacak şekilde tam pay üzerinden hesaplama yapılarak bedele hükmedilmesi,
    2-Dava konusu taşınmazda malik veya mirasçı sıfatına sahip olmayan ancak dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen şahıslar yönünden, mahkemece pasif husumet ehliyeti bulunmadığından red kararı verilmesi gerekirken, hükümde bu yönde karar verilmemiş olması,
    3-Ölü kişinin adının karar başlığında yer almayacağı düşünülmeden, karar başlığında mirasçıların yanı sıra ölü kişilerin adının da yazılması,
    4-Davaya konu taşınmazda hak sahibi olup ancak dosya arasına alınan bilgi ve belgelere göre mirası reddettiği anlaşılan ... ve ... isimli davalılar yönünden, mirasın reddi ile murisin alacak ve borçlarından sorumlu olmayacakları hususları dikkate alınarak ad geçen ve mirası reddettikleri anlaşılan davalıların mirasın reddine dair kesinleşme şerhini içeren mahkeme dosyasının dosya arasına alınarak denetlenmeden ve mirası reddedenlerin varsa kendi mirasçıları olup olmadığı araştırılmadan, var ise bu şahıslara husumet yöneltileceği düşünülmeden açıklanan hususta eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması,
    5-Davacı idare harçtan muaf olmadığı için karar tarihi itibariyle harç alınmasına hükmedilmesi gerekirken harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına dair hüküm kurulmuş olması,
    Doğru görülmemiştir.
    6-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
    Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi