Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7939 Esas 2019/2060 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7939
Karar No: 2019/2060
Karar Tarihi: 06.03.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7939 Esas 2019/2060 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, sahip olduğu taşınmazlara ulaşmak için kullanması gereken yolun davalıya ait olduğunu ve yoldan geçişi engelleyen fındık ağaçlarının davalı tarafından müdahale ile önlenmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu ve kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, somut olayda davacının yoldan yararlanma hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmış olduğunu ve aktif dava ehliyetinin bulunduğunu belirterek mahkemenin kararını bozmuştur. Temyiz kararında belirtilen kanun maddeleri ise şunlardır: Türk Medeni Kanunu, 715 sayılı Kabahatler Kanunu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/7939 E.  ,  2019/2060 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 04.08.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, yola elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
    Davacı, 134 ada 11 parsel ile 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, taşınmazlarına ulaşmak için kullanması gereken yolun davalıya ait 134 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kenarından geçtiğini, davalının anılan bu taşınmazda fındık bahçesi bulunduğunu ve fındık ağaçlarının uzayan dallarının yoldan geçişi engellediğini, bu sebeple davalı tarafından yola yapılan müdahalenin önlenmesini talep etmiştir.
    Davalı, aynı dava sebebi ile davacının önceden de elatmanın önlenmesini istediğini ve bu talebinin mahkemece reddedildiğini, dolayısıyla kesin hüküm bulunduğunu, kendisinin yola müdahalesinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının sırf arazisine ulaşmak amacıyla dava konusu yolu kullanmasının kendisine dava açma hakkı tanımayacağı gerekçesiyle davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu ve kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    TMK"nın 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince yollar kamunun ortak kullanmasına tahsis olunan yerlerdendir. Bu özellikleri gereği yoldan yararlanma hakkı olan kişilerin de elatmanın önlenmesi için dava açma hakları vardır.
    Somut olayda; davacı gerçek kişi olarak yoldan yararlanma hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmış, mülkiyet hakkına dayalı bir iddiası yoktur. Davacının, çekişme konusu yoldan yararlanma hakkı bulunduğundan davalının yola elatmasının önlenmesini istemede hukuki yararı bulunup aktif dava ehliyeti vardır. Bu nedenle mahkemece iddia ve savunmalar doğrultusunda tüm deliller toplanarak, mahallinde keşif yapılarak davanın esasına girilmemesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, mahkemenin ret gerekçelerinden olan kesinleşmiş mahkeme kararı incelendiğinde, davacı tarafından açılan yola elatmanın önlenmesi davasının 2007 yılındaki fiili duruma ilişkin olduğu ve o dönem için elatma olmadığından davanın reddine karar verildiği, halbuki mevcut dava 2015 yılındaki müdahaleye ilişkin olduğundan tarafların iddiaları ve savunmaları çerçevesinde, delilleri toplanarak yargılamaya devam olunması gerekirken, mahkemece işin esasına girmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görüşmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.