16. Hukuk Dairesi 2020/483 E. , 2020/2208 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve temyize konu olan muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle, 142 ada 29, 39, 72 ve 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 142 ada 32, 135 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 142 ada 35 ve 41 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına; 142 ada 36, 43, 140 ada 6, 108 ada 6, 109 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 142 ada 34, 42, 73, 111 ada 4, 146 ada 1, 109 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 142 ada 33 ve 40 parsel sayılı taşınmazlar hisseli olarak ... ve ... adına; 142 ada 37 parsel sayılı taşınmaz hisseli olarak ..., ... ve ... adına; 142 ada 62 parsel sayılı taşınmaz ise davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar Gölüman Yüce ve ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 142 ada 33 ve 37 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile, hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacılar ve kayıt maliki davalılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ... ile ...’in, çekişmeli 142 ada 33 ve 37 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı ... ve ..., mahkemece kabul kararı verilen temyize konu çekişmeli taşınmazların tapu kayıt maliki olmadıkları gibi hükümle aleyhlerine bir durum da yaratılmadığına göre, hükmü temyizde hukuki yararları bulunmadığından temyiz inceleme istemlerinin REDDİNE,
2- Davalı ...’in, dava konusu 142 ada 33 ve 37 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece temyize konu bu taşınmazların kök muristen kaldığı, terekenin paylaşılmadığı ve taşınmazlarda davacıların miras paylarının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olup davalı ..., kök muris ...’in mirasçısı olan babası ...’in hayatta olması nedeniyle kök muris ..."in mirasçısı değildir. Bir başka deyişle davalı ..., kök murisin terekesine karşı 3. kişi konumundadır. Murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişiler aleyhine miras payları oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının görülme olanağı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ...’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün sadece davalı ...’ın payına yönelik BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine,
3- Davacılar vekilinin, çekişmeli 108 ada 6, 109 ada 14, 16, 111 ada 4, 140 ada 6, 142 ada 34, 35, 36, 40, 41, 42, 43, 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya arasında bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/149 Esas, 141 Karar sayılı veraset ilamına göre, muris ... 02.04.1974 tarihinde ölmüş olup ölüm tarihine göre terekesi elbirliği hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK"nın 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oy birliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları ya da anlaşma sağlanamaz ise terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir. Murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişiler aleyhine miras payları oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının görülme olanağı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde; temyize konu taşınmazların müstakilen ya da paylı olarak malikleri olan davalı, ..., ... ve ..., anılan veraset ilamına göre murisin terekesi karşısında (babaları olan mirasçı ...’in sağ olması nedeniyle) 3. kişi konumunda olduklarından, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere miras payına yönelik olarak aleyhlerine dava açılamayacağı ve bu davaya diğer mirasçıların muvafakatleri sağlanarak devam edilmeyeceği gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle red kararı verilmiş olması isabetsiz ise de, red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Davacılar vekilinin, çekişmeli 142 ada 72 ve 73 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyize konu bu taşınmazların tutanaklarının henüz kesinleşmediği, davalı oldukları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 26. maddesinde, askı ilan süresi içinde açılan davaların yanında, tespitten önceki haklara dayanarak asli müdahil olarak davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkların da Kadastro Mahkemesinde incelenip karara bağlanacağı belirtilmiş olup, somut olayda davacıların tespitten önceki haklara dayandıkları ve kadastro tespitlerinin henüz kesinleşmediği dikkate alındığında, davacılar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan eldeki davanın Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya katılma talebi niteliğinde olduğunun kabulü ile, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
5- Davacılar vekilinin, dava konusu 111 ada 3, 135 ada 16, 142 ada 29, 32 ve 39 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...ten intikal ettiği iddiasıyla dava açmışlar; davalılar ise dava konusu taşınmazların muris ile bir ilgisinin bulunmadığını, bir kısmını üçüncü kişilerden satın aldıklarını ve taşınmazlara 40-50 yıldır zilyet olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, temyize konu taşınmazların ortak muris...’ten kaldığının davacı tarafça davacılar tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının her bir taşınmaz için ayrı ayrı beyanları alınmadığı gibi, taşınmazlar üzerinde bulunan evlere yönelik olarak da beyanlarına başvurulmamıştır. Mahkemece, sadece davalı ... ile davalı ...’in kısmi kabul beyanlarına göre hüküm kurulmuş olup, yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlığı çözmeye yeterli ve elverişli olmayan soyut içerikli beyanlarından çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’ten intikal edip etmediği anlaşılamamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’den mi intikal ettiği, yoksa davalıların iddia ettiği gibi üçüncü kişilerden mi satın alındıkları, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan her bir taşınmaz için ayrı ayrı maddi olaylara dayalı ve somut beyanları alınmalı; beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlarda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
6- Davacılar vekilinin, çekişmeli 142 ada 62 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacılar, dava dilekçesi ile 142 ada 62 parsel sayılı taşınmazı da dava konusu olarak gösterdikleri halde, Mahkemece yapılan yargılama sırasında bahsi geçen parselin sehven 142 ada 60 parsel olarak yazıldığı ve bu parsel malikinin mahkemece davaya dahil edilerek ve neticeten 60 parsel hakkında karar verildiği, ancak dava dilekçesinde dava konusu edilen 142 ada 62 parsel hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davaya konu edilmesine rağmen 142 ada 62 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.