9. Hukuk Dairesi 2013/5702 E. , 2013/11846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK ( İŞ ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin Elbistan"da faaliyet gösteren işyerinde Elektrik Teknisyeni olarak işe başladığını ve davalı şirket tarafından işine haksız ve kötü niyetli olarak 31.08.2011 tarihinde son verildiğini, müvekkiline iş akdine son verildiğinin yazılı olarak tebliğ edilmemesine rağmen haricen 31.08.2011 tarihinde öğrendiklerini, işine haksız ve kötü niyetli olarak son verildiği 31.08.2011 tarihine kadar da aynı işyerinde aynı vasıfla çalıştığını, müvekkilinin savunmasının alınmadığını, feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine, yasal süre içinde başvurmasına rağmen müvekkilinin işe başlatılmaması halinde tazminat miktarının 8 aylık brüt ücretten olarak belirlenmesini, müvekkilinin davalıya süresi içinde başvurması halinde kararının kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; avacı işçiye 26.08.201l tarihinde fesih ihtarı çekildiğini, ertesi gün davacının işyerine gelerek durumu öğrendiğini, davacıya feshin içeriğinin 2 şahit huzurunda dosyaya sunulan tutanakla kayıt altına alınan durumun anlatıldığını, tutanakta davacının da imzasının alındığını, 4857 sayılı iş kanunun 20. Maddesine göre işe iade davasının 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davacının bu davayı 29.09.2011 tarihin de açtığını ve hak düşürücü süreyi kaçırdığını, bu nedenle davanın hak düşürücü sürenin kaçırılması sebebiyle reddinin gerektiğini, esasa ilişkin ise işyerinde 08.12.2011 tarihinde müvekkili şirketin büyük maddi zarara uğramasına sebep olan hırsızlık olayında davacının gece vardiyasında uyuduğunu söylediğini, buna ilişkin tutanağın dosyada mevcut olduğunu, görev sırasında işçinin uyuması iş yükümlülüğüne aykırılık olarak kanunda düzenlenmiş ve işverene bu durumda haklı nedene dayalı olarak fesih hakkının tanındığını, işvereninde bu hakkını kullanarak haklı nedene dayalı olarak iş sözleşmesini feshettiğini, haklı nedene dayalı olarak iş sözleşmesi feshedilen davacı işe iade davası açamayacağını, bu sebeple davanın bu yönden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin geçersiz nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin 27.08.2011 tarihinde feshedildiği ancak davacının bildirimi tebliğ almadığına ilişkin 27.08.2011 tarihinde tutanak tutulduğu, tutanağın altında davacının da imzasının bulunduğu, davacı her ne kadar tarih kısmının sonradan yazıldığını belirtmişse de, bu iddiasını somut olarak ispatlayamadığı, buna göre iş sözleşmesinin feshinin 27/08/2011 tarihinde davacıya işçiye bildirildiği, davanın ise 29/09/2011 tarihinde açıldığı, bildirim tarihine göre davanın bir aylık dava açma süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Dava hak düşürücü süre içinde açılmamıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
F) HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 60.00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, Kesin olarak 11.04.2013 günü oybirliği ile karar verildi.