Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/19801
Karar No: 2021/3811
Karar Tarihi: 06.07.2021

Danıştay 4. Daire 2016/19801 Esas 2021/3811 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/19801
Karar No : 2021/3811

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Müşavirliği Ticaret Anonim Şirketi

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, gayrimenkul satışından elde ettiği bir kısım hasılatı kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2012 yılı kurumlar vergisi, 2012/10-12 dönemi geçici vergi, 2013/4 dönemi gelir(stopaj) vergisi, 2012/12 dönemi katma değer vergisi ve hesaplanan tapu harcı ile 213 sayılı Kanun'un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirkete ait taşınmazın beyan edildiği şekilde 1.921.940,00 TL'ye satılmadığından ve aradaki 1.730.000 dolarlık farkın 21/12/2012 tarihinde … Bank Ataşehir Şubesinde elden teslim edildiğinden bahisle tarhiyat yapılmış ise de, bu kadar yüksek bir meblağın elden teslim edilmesinin hayatın olağan akışına ve iktisadi ve ticari icaplara aykırı olduğu, nitekim davalı idarece söz konusu teslimin gerçekleştiği iddia edilen banka ve banka görevlileri nezdinde bir inceleme yapılmadığı, davacı şirketin söz konusu meblağı hesaplarına geçirdiğine dair davacı şirket ve şirket yetkilileri nezdinde araştırma yapılmadığı görüldüğünden, eksik incelemeye dayalı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda, kesilen özel usulsüzlük cezasında ve hesaplanan tapu harcında hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 30. maddesinin 1. fıkrasında, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra, maddenin 4. bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali, 6. bendinde de, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh nedeni olarak belirtilmiş; Kanunun 134. maddesinin 1. fıkrasında ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Vergilendirmede ispatlama, her türlü delilin serbestçe kullanılması ve ekonomik gereklere göre değerlendirilmesi suretiyle yapılmaktadır. Zira, vergi matrahının ve vergiye tabi olayların tespiti ve ispatlanması, bu olaylara ilişkin her türlü delilin serbestçe kullanılması ile mümkün olabilmektedir. Bu bakımdan, maddi ve biçimsel delil sisteminin uygulanması sonucu olarak vergi yasalarının uygulanmasında, vergi güvenliği ve vergi adaleti yönünden ortaya çıkan sakıncaları gidermek amacıyla, vergi usul hukukunda serbest delil sistemi benimsenmiştir. Bu amaca uygun olarak da 213 sayılı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyeti ve oluş şeklinin esas alınacağı ilkesi açıklanarak vergi uygulamalarında her şeyden önce olayın, gösterildiği şekilde değil gerçek yönüyle ele alınması ve buna göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiş, ikinci fıkrasında ise vergiyi doğuran olay ve işlemlerin gerçek mahiyetinin her türlü delille ispatlanabileceği söylenmek suretiyle, şimdiye kadar kabul edildiği üzere, ispatlamanın sadece defter ve belge gibi maddi ve şekli delillerle değil, her türlü delil ile tespit edilebileceği öngörülmüştür. Böylece vergiye tabi olay ve işlemlerin defter, kayıt ve belge gibi maddi delillerle ispat olunabileceği gibi, bu olay ve işlemlerin bunlar dışında kalan her türlü ispatlama araçlarıyla da tespit edilebileceğine olanak sağlanmıştır. Uygulamada da, genellikle yargı organlarınca kabul edilen; yükümlünün bildirimleri ve beyanları, defter, kayıt ve belgeleri, hukuka uygun düzenlenen özel sözleşmeler, ikrar, olayla ilgili olan ve husumet bulunmayan tanık beyanları, bilirkişi raporları, fiili envanter vb. unsurlar ispatlamada, belirleyici ölçüde, delil olarak kabul görmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında, mükellef şirketin 2012 yılında aktifine kayıtlı olan gayrimenkulünü 5.028.800,00TL'ye sattığı; ancak defter ve belge kayıtlarında bu gayrimenkulün daha düşük tutara satılmış gibi gösterildiği, gayrimenkulü satın alan ...'ın ifadesinde; gayrimenkulün kendisi tarafından 2.8 milyon dolara satın alındığı, bunun için 20.000 dolar kapora ödendiği, 750.000 dolarlık kısmının davacının ...'ta bulunan hesabına EFT yapıldığı, bu tutar ile gayrimenkul üzerinde bulunan banka ipoteğinin fek edilmesinin sağlandığı, 539.000,00 TL'lik kısmının davacı emrine ... Bank Ataşehir Şubesine bloke çek düzenlendiği, 1.730.000 doların ... Bank Ataşehir Şubesindeki ..., ... ortak hesabından 21/12/2012 tarihinde talimat ile ... tarafından çekildiği ve şube içerisinde şirket temsilcisi ...'a elden teslim edildiği, söz konusu gayrimenkulün satımına aracılık eden emlakçı ...'a emlakçilik hizmeti karşılığında yaklaşık %1,5 oranında 77.185,00 TL ödendiği, ayrıca 89.000,00 TL tapu harcı ödendiği beyanında bulunduğu; ...'ın da bu ifadeyi doğruladığı, yine gayrimenkulün satışında aracılık hizmeti veren ...'ın ifadesinde de aynı hususları beyan ederek, gayrimenkulün 2.850.000 dolara satıldığını teyit ettiği, emlak danışmanlık ücretinin ise, o dönemde kendisi rahatsız olduğu için kardeşi ...'ın banka hesabına ödendiğini söylediği, ancak gayrimenkulün tapu kayıtlarındaki satış tutarının beyanların aksine 1,200.000,00 TL olduğu, bu satışta alıcının 24.000,00 TL ve satıcının da 24.000,00 TL tapu harcı ödediğinin görüldüğü; şirketin Beyoğlu 6. Noterliğinin … tarih ve … numarasında tasdik edilen … tarih ve … numaralı Yönetim Kurulu Kararı ile aktifine kayıtlı olan gayrimenkulün satışından doğan karın, yeni bir gayrimenkulün alımında kullanmak üzere yenileme fonuna aktarılması için karar aldığı; gayrimenkulün alıcısı ...'ın 09/04/2013 tarihinde Rıhtım Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü kayıtlara giren dilekçesi ile, davaya konu gayrimenkulün alım bedelinin 5.000.000,00 TL iken sehven 1.200.000,00 TL olarak beyan edildiğini, eksik beyan edilen 3.800.000,00 TL alım bedeli üzerinden ödenmesi gereken tapu harcını pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanarak ödemek istediğini bildirdiği ve kendisine düşen toplam 100.000,00 TL tapu harcını ödediği, mükellef kurum temsilcisinin, gayrimenkulü düzenledikleri faturada yer alan tutardan daha fazla bir tutara satmadıklarını beyan ettiği, şirketin bu gayrimenkul için düzenlediği faturadaki satış bedelinin 1.921.940,00 TL olduğu, ancak yapılan tespitlerden gayrimenkulün fatura edilen tutara değil, 5.000.000,00TL'ye satıldığı, dolayısıyla bu satıştan elde edilen 3.078.060,00 TL hasılat farkının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı kanaatine ulaşıldığı tespitlerine yer verildiği, söz konusu raporlar dikkate alınarak yapılan cezalı tarhiyatların, kesilen özel usulsüzlük cezasının ve hesaplanan tapu harcının kaldırılması istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu gayrimenkul alım satım işleminin taraflarından biri olan alıcı ...'ın, vergi dairesine verdiği dilekçe ile davaya konu gayrimenkulün alım bedelinin 5.000.000,00 TL iken sehven 1.200.000,00 TL olarak beyan edildiğini, eksik beyan edilen tutara ilişkin tapu harcını pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ödemek istediğini bildirdiği ve gerekli ödemeyi yaptığı, alıcının ifadeleri ile gayrimenkülün satımına aracılık eden emlakçının ifadelerinin birbirini doğrular nitelikte olduğu, ayrıca 1.730.000,00 USD'nin ... Bank Ataşehir Şubesinden 21/12/2012 tarihinde çekildiğine dair banka dekontunun dava dosyasına sunulduğu, söz konusu hususların serbest delil prensibi kapsamında olayın gerçek mahiyetini ispatlar nitelikte deliller olması karşısında, aksini ispat külfeti kendisine ait olan davacının dosyaya buna ilişkin ispatlayıcı nitelikte herhangi bir bilgi veya belge sunamadığı dikkate alındığında, davacının gayrimenkul satışından elde ettiği bir kısım hasılatı kayıt ve beyan dışı bıraktığı, olayda re'sen tarh nedeninin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, matrahın bulunuş şekli ve davacının diğer iddiaları yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, verilecek kararda özel usulsüzlük cezası hakkında da değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi