13. Hukuk Dairesi 2017/996 E. , 2020/2409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Almanya"da ikamet ettiği için davalı kardeşini Türkiye"deki taşınmaz mallarını satması, taşınmaz mal alması ve ayrıca Türkiye"deki banka hesaplardan çeşitli işlemler yapması hususunda farklı tarihlerde düzenlenmiş 3 adet vekaletname ile vekil tayin ettiğini, davalının vekalet aldıktan sonra adına kayıtlı olan 4 adet taşınmazı dava dışı şahıslara sattığını, yine davalının kendisinin Türkiye İş bankasındaki hesabından 07/02/2003 tarihinden bu yana çeşitli tarihlerde ve çeşitli miktarlarda yaklaşık 23.000,00 Euro olmak üzere kendisi adına para çektiğini fakat geri ödemediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 60.000,00 TL alacağın, taşınmaz bedellerinin Denkleştirici Adalet İlkesi gereği dava tarihi itibariyle hesaplanacak rayiç bedelinin satış tarihlerinden itibaren, banka hesabından çekilen paranın ise dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin çekme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 122.217,20 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davacının talimatı üzerine hesabından para çekilip hayır işleri için harcadığını bunun yanında davacının İşbankası hesabına 09/03/2012 tarihinde 19.000,00 TL ve aynı gün 6.000,00 TL transfer ettiğini, davacının Türkiye"ye gelişinde kendisinin evinde kaldığını, kardeş olmaları nedeni ile birbirleriyle hesaplaşmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ayrıca kendisinin davacı adına daire aldığını, bu daire için masraflar yaptığını, daire içine eşyalar yerleştirildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 109.996,20 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, vekaletnameye dayalı olarak davalının yaptığı satış işlemi ve davacının hesabından çektiği paraların iade edilmemesi nedeniyle davacı vekil edene ödenmeyen satış bedelinin ve hesabından çekilen paraların davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece farklı tarihlerde alınan bilirkişi ve itirazlar üzerine alınan ek raporları doğrultusunda “24/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalının davacıya ödemesi gereken toplam bedelin 122.217,20 TL olduğu anlaşılmış, ... Caddesi, Büyükapartman 3. kat 8 nolu dairenin davacı adına, davalı tarafından satın alınması, davanın esasını etkiler nitelikte görülmemiş, davalının vekalet görevini bedelsiz yapması mukabilinde 24/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, tespit edilen 122.217,20 TL"den %10 hakkaniyet indirimi yapılarak neticeten davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 109.996,20 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, hükme esas alınan 24.06.2015 tarihli bilirkişi ek raporuna göre, davacının dava konusu taşınmazlarının satış tarihi değerlerinin dava tarihi itibariyle Denkleştirici Adalet İlkelerine göre güncelleştirilmesi yapılarak davalının dava tarihinde zimmetinde olan bedel toplamının 188.588,00 TL olduğunu, vadesiz döviz tevdiat euro hesabından çekilen tutarın karşılığı olan 31.634,20 TL ile birlikte toplam 220.222,20 TL’den, davalının dava tarihinde davacıdan alacağı olan bedel toplamı olan kalemler çıkartılarak; davalının dava tarihindeki zimmetinde kalan bedelin 122.217,20 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının dava tarihinde davacıdan olan alacağı olan kalemler içerisinde ise 26.03.2007 tarihinde davacının hesabına yatırılan (10.000Eurox2,3920TL=) 23.920,00 TL"de sayılıp davalının zimmetinde kalan bedelden düşülmüştür. Bilirkişi raporunda "26.03.2007 tarihinde hesaba yatırılan 10.000 Euro’nun davacının hesabına kim tarafından yatırıldığı belirtilmese de davalı tarafça yatırıldığı kuvvetle muhtemeldir." denilerek 23.03.2007 tarihli davacıya ait taşınmazlardan davalı tarafından vekaleten yapılan satışına mahsuben bu bedelin yatırıldığı belirtilmiştir. Ancak, bu bedelin davalı tarafından yatırılıp yatırılmadığı ispatlanmadan varsayım üzerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davalı vekil bu paranın kendisi tarafından davacının hesabına gönderildiğini ispatla mükellef olmasına rağmen bu paranın kendisi tarafından gönderildiğini ispatlayamamıştır. Sırf havale tarihine yakın bir tarihte davacıya ait olan taşınmazın davacıya vekaleten davalı tarafından satışının yapılmış olması bu bedelin davalı tarafından yatırıldığını göstermez. Mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak itiraza uğrayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Somut olayda mahkemece, davalının vekalet görevini bedelsiz yapması mukabilinde bilirkişi raporuna göre tespit edilen 122.217,20 TL"den %10 hakkaniyet indirimi yapıldığı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu indirime ilişkin TBK’nın vekalet sözleşmesine ilişkin olan 502 vd. maddelerinde herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, Dairemizin yerleşik uygulamalarında da hakkaniyet indirimine yer verilmemektedir. Hâl böyle olunca, mahkemenin %10 hakkaniyet indirimi uygulaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.635,38 TL. kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan 29,20 TL. harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davacı yönünden kapalı, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık olmak üzere, 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.