(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/5085 E. , 2021/3993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 101 ada 33 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 24.11.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve yol olarak bırakılan 278,26 metrekarelik kısmın bu taşınmaza ilave edilerek taşınmazın aynı ada aynı numarası ile ve 8.467,36 metrekare olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, 2006 yılında "yol" olduğu belirtilerek tescil harici bırakılmıştır. Böyle bir yerin, emek ve masraf yapılmak suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. O halde, uyuşmazlığın çözümünde imar-ihyanın ne zaman başladığının, ne zaman tamamlandığının ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi önem arz etmektedir. Ne var ki; ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmazın yol olarak kullanılmadığı ve tarım arazisi olduğu belirtilmekle beraber, zirai yönden yapılan inceleme sonucunda ihyanın ne zaman tamamlandığı ve taşınmazın tarım arazisi vasfıyla ne zamandan beri kullanıldığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığından rapor hükme esas alınmaya elverişli bulunmamaktadır. Ayrıca, taşınmazın devlet eliyle sulanan yerlerden olup olmadığı ve davacının aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetlik yoluyla edindiği taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve davacının taşınmaza ilişkin tespitlerin bulunduğunu belirttiği ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/71 Değişik İş Esas sayılı dosyası getirtilmesine rağmen bu dosyadaki raporlardan yararlanılmamıştır. Öte yandan, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tescili isteğinde bulunmuş olup, mahallinde yapılan keşifte beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası ... tarafından, sonrasında ise davacı tarafından kullanıldığını beyan ettikleri halde, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin babası ile birlikte mi yoksa kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği ve zilyetliği ne sebeple sürdürdüğü sorulup belirlenmediği gibi, bu husus davacıya da açıklattırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa uyarınca dava, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığı" na da yöneltilerek husumet yaygınlaştırılmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, çekişmeli taşınmazın devlet eliyle sulanan yerlerden olup olmadığı ilgili birimlerden sorulmalı, davacının aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edindiği sulu ve kuru arazi bulunup bulunmadığı ve miktarı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak; varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilikşisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, yol olarak sınırlandırılmasına karar verilen bölümün eskiden beri köylünün ortak kullanımında bulunan kadim yol mu yoksa dava konusu taşınmaz maliklerinin kullanımındaki yer mi olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, tarımsal faaliyete konu edilip edilmediğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, evveliyatı itibarıyla imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar ihya işlemlerinin hangi tarihte tamamlandığını, üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığını, hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, yol olarak terkinine karar verilen çekişmeli taşınmazın kadim yol vasfında olup olmadığını, zirai faaliyete konu olup olmadığını, taşınmazın geri kalan bölümüyle aralarında nitelik farkı bulunup bulunmadığını komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazların toprak yapısını, eğimini ve bitki örtüsünü açıklayan, taşınmazların her yönünden tüm özelliklerini gösterir şekilde çekilmiş ve üzerinde taşınmazların sınırlarının kabaca işaretlendiği fotoğraflarının eklendiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; hazırlanacak raporda ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/71 Değişik İş Esas sayılı dosyasındaki delillerden ve tespitlerden yararlanılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve böylelikle davacı taraf lehine zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve ayrıca; dosya kapsamından TMK"nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince tescil davalarında yapılması gereken yasal ilanların da yapılmadığı anlaşıldığından anılan yasa maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak, üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda, 4721 sayılı TMK"nın 713/3. maddesi gereğince Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi zorunlu olup, eldeki dava, Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği ile ... aleyhine açılmış olup, davalı ...’un eldeki davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.