
Esas No: 2016/16148
Karar No: 2020/2202
Karar Tarihi: 24.06.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/16148 Esas 2020/2202 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazine, kadastro tespitlerinin iptali ve taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanağı henüz kesinleşmediği için, keşif ve bilirkişi raporu alınması gerektiği sonucuna varmıştır. Mahkeme, hüküm kurabilmek için eksik inceleme yapıldığına dikkat çekerek, davaya ilişkin iddia ve savunmaları alınması, taşınmazların sınırlarının haritasında işaretleneceği keşif yapılması, taşınmazların niteliğiyle ilgili ayrıntılı rapor alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Kanun Maddeleri: Kadastro Kanunu (No: 2644), Medeni Kanun (No: 4721)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında,...Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 16 parsel sayılı 32.094.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle; 109 ada 44, 115 ada 23 ve 120 ada 3 parsel sayılı sırasıyla 75.974.00, 114.477.00, 70.076,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ve taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 109 ada 44 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 109 ada 44 parsel sayılı taşınmaz hakkında Korkut Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/17-2001/13 Esas, Karar sayılı ilamı ile tescil kararı verilip dava konusu taşınmazın ifraz edilerek 109 ada 164 ve 165 parsel numarasıyla tapuya kayıt ve tescil edildiği, bu kararın dosya için güçlü delil teşkil ettiği belirtilerek; infazda tereddüt olmaması amacıyla ve davalıların dava konusu taşınmazı kendi aralarında pay ettikleri yönündeki beyanları gerekçe gösterilerek bu taşınmaz için karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Kadastro tespiti hakkında askı ilan süresi içinde açılan davalara bakma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğu gibi, kadastro mahkemesinde dava görülmekte iken Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan davalara bakma görevi de, kadastro tutanağının henüz kesinleşmemiş olmaması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aittir. Buna göre, Korkut Asliye Hukuk Mahkemesi"nce, Korkut Kadastro Mahkemesi"nin 1997/14, 107 Esas ve Karar sayılı dosyası ile tutanağın kesinleştiği belirtilerek Kadastro Mahkemesinde başka dava olup olmadığı yeterince araştırılmadan, çekişmeli 109 ada 44 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile Selahattin Özen mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmesi isabetsiz olup, mahkemelerin görevlerine ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle re"sen gözetilmesi gerektiğinden Asliye Hukuk Mahkemesince verilen bu karar Hazine yönünden bağlayıcı değildir. Yine mahkemece diğer dava konusu taşınmazlar hakkında davalıların eklemeli olarak 20 yılı aşkın zamandır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet oldukları; zilyetliğin ekonomik amaca uygun olduğu, taşınmazın kamu orta malı, yaylak, kışlak, mera gibi niteliğinin bulunmadığı; Hazinenin dayanak vergi kayıtlarının uymadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu 109 ada 44 ile 116 ada 16 parsel taşınmazların sınırında mera vasfı ile sınırlandırılan taşınmazlar bulunduğu halde; yöntemince mera araştırılması yapılmamış, taşınmazın niteliği ile ilgili olarak uzman ziraat mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, komşu parsel tutanakları getirtilmemiş, davacı ile davalı tarafın dayandığı 1937 tarih ve 113-117, 160, 205 sayılı tahrir kaydı ile davalı tarafın dayandığı 1951 tarih 164 nolu tapu kaydı keşifte yöntemince zemine uygulanmamış, sadece köy muhtarının çekişmeli taşınmazları kapsamadığını belirten görüşü ile yetinilerek hüküm kurulmuş, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve süresi de araştırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.
Hal böyle olunca somut olayda; eldeki davanın açıldığı 03.03.1997 tarihinde çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanağı kesinleşmediğine göre, mahkemece, kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/17 Esas sayılı dava dosyası getirtilip tarafları ... mirasçıları da davaya dahil edildikten sonra davaya ilişkin iddia ve savunmaları alınmalı, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı, 109 ada 44 parsel sayılı taşınmazlar ile dava ve temyize konu diğer taşınmazlar yönünden sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde komşu köylerden; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, davacı ve davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ve vergi kaydı hudutları mahalli bilirkişilerden sorulmalı, tespit edilemeyen hudutlar açısından taraflara tanık dinletme imkanı verilmeli, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulguların değerlendirilmesi suretiyle taşınmazların niteliğiyle ilgili ayrıntılı, bilimsel verilere dayalı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın vasfı kesin olarak saptanmalı, öncesinin kadim mera ya da kaçak,yitik kişilerden olduğu anlaşılması halinde üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuki olarak değer taşımayacağı dikkate alınmalıdır. Fen bilirkişisine yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli ve uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, keşif sırasında çektirilecek fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazların sınırları fen bilirkişisine kabaca işaretlettirilmelidir. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.