Esas No: 2016/13202
Karar No: 2021/3806
Karar Tarihi: 06.07.2021
Danıştay 4. Daire 2016/13202 Esas 2021/3806 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13202
Karar No : 2021/3806
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Avukatlık yapan davacının, 2014 yılı gelir vergisi beyannamesindeki 141.487,24-TL'lik kesinti yoluyla ödenen vergilerin borçlarına mahsup edilmesi istemiyle yapmış olduğu başvuruların reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının mahsubunu talep ettiği ve kesinti yoluyla ödenen vergilerin bir kısmının borçlarına mahsup edilmesi nedeniyle konusuz kaldığı, bu kısım ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmış, geri kalan kısım için ise kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin listede, yeralan şahıs/şirketler ile ilgili yapılan bilgisayar sorgulamasında, kesinti yoluyla ödenen vergileri bazı mükelleflerin beyannamelerinde beyan etmedikleri veya eksik beyan ettiklerinden, davacının bu kesintileri gelir vergisinden mahsup etmesinin yasal olarak mümkün olmadığından, bu kısımlara ilişkin red işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI :Mahkemece eksik inceleme yapıldığı, mahsuben iade için yapılan başvurun reddedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek kısmen red kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacı hakkında yapılan iş ve işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : İdarenin temyiz isteminin reddi ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın onanmasına, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahsup yapılmayan kısmın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın mahsuben iadesi talep edilen bir kısım vergilerin mahsup edilmesi nedeniyle konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde, vergiye doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 8. Maddesinin ikinci fıkrasında, vergi sorumlusunun, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu; 11. maddesininde birinci fıkrasında, yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları hükümlerine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." denilmiş; maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler tevkifat kapsamında sayılmıştır.
Kanun'un 121. maddesinin birinci fıkrasında, yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilmiş bulunan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği, ikinci fıkrasında, mahsubu yapılan miktarın Gelir Vergisinden fazla olduğu takdirde aradaki fark vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine ret ve iade olunacağı; üçüncü fıkrasında da Maliye Bakanlığı'nın iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli mali müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Mükellefin mahsup edilecek verginin, ödenecek vergiden az olması halinde, mahsubun beyanına göre yapılmasında kuşku bulunmadığına göre, Gelir Vergisi Kanunun 121. madde hükmünün, Vergi Usul Kanununun 134 ve müteakip maddelerinde yer alan hükümler dahilinde vergi incelemesi yaptırmayı amaçladığı düşünülemez. Böyle bir düşünce yükümlülerin peşin olarak ödedikleri vergiden artan alacaklarının yıllarca sürüncemede kalmasına yol açacaktır. Ancak idarenin beyanname ve ekinde belgeler içeriğindeki bilgilerden hareketle artan vergiyi iade etmesi, daha sonra defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmasına ve gerektiğinde tarhiyat yapmasına engel değildir.
İncelenen dosyada, avukatlık yapan davacının, 2014 yılı gelir vergisi beyannamesindeki 141.487,24-TL'lik kesinti yoluyla ödenen vergilerin borçlarına mahsup edilmesi istemiyle 27/04/2015, 18/05/2015 ve 26/05/2015 tarihli dilekçeler ile yapmış olduğu başvuruların "kesinti yoluyla ödenen vergileri bazı mükelleflerin beyannamelerinde beyan etmedikleri veya eksik beyan ettikleri, düzeltme beyannamesi verilmesi durumunda iade-mahsup taleplerinin dikkate alınacağı" şeklinde reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, 11/11/2015 tarihli düzeltme fişleriyle mahsup talebine ilişkin olarak 113.202,87-TL'nin mahsup edildiği, geri kalan kısım için herhangi bir işlem yapılmadığı, davacının mahsup talebinin de eksik, yanlış veya haksız olduğuna dair idarece herhangi bir iddianın da ileri sürülmediği anlaşılmıştır.
Vergi Mahkemesince, davacı tarafından 2014 yılı gelir vergisi beyannamesi ekinde verilen ve kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin listede, yeralan şahıs/şirketler ile ilgili yapılan bilgisayar sorgulamasında, kesinti yoluyla ödenen vergileri bazı mükelleflerin beyannamelerinde beyan etmedikleri veya eksik beyan ettiklerinden mahsup yapılmayan kısım bakımından hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiş ise de; 213 sayılı Kanunun 11. maddesinde belirtilen sorumluluğun kapsamına diğer mükelleflerin beyanname verip vermemeleri ya da eksik beyanda bulunmaları durumunda, bunları takip ve kontrol etme yetkisi ve bu konuda yaptırım yapma yetkisi vermediği gibi buna ilişkin bir sorumlulukta yüklemediği, aksi durumun yasaların kendilerine yüklediği ödevleri zamanında ve eksiksiz yerine getiren iyi niyetli mükelleflerin diğer kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulmasına yol açacağı, bu durumun da hukukun temel ilkelerine aykırı düşeceği açıktır.
Bu durumda, davacının tevkif yoluyla ödediği vergilerin 193 sayılı Kanun'un 121. maddesinde belirtilen usulüne uygun olarak yapılan mahsup talebine rağmen, listede bulunan bir kısım vergi mükelleflerinin beyanda bulunmaması ya da eksik beyanda bulunması neden gösterilerek reddedilmesi işleminde hukuka uyarlık ve bu işlemin iptali isteminin reddi yönündeki Mahkeme kararında hukuka isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının; kesinti yoluyla ödenen vergilerin bir kısmının mahsup edilmesi nedeniyle mahsup edilen kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının mahsup yapılmayan kısım ile ilgili talebin reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.