Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/161
Karar No: 2021/3839
Karar Tarihi: 06.07.2021

Danıştay 10. Daire 2021/161 Esas 2021/3839 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2021/161
Karar No: 2021/3839

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): Kendi adlarına asaleten, …, … ve …'ye velayeten
…, …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılardan …'nin Batman SSK Hastanesindeki doğumu neticesinde sağ kolunun sakat kalmasında idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık … için 30.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi; … için 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi; … için 10.000,00 TL manevi, … için 5.000,00 TL manevi … için 5.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 35.000,00 TL maddi ve 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; … İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 29/05/2014 tarih ve E:2013/3984, K:2014/4423 sayılı kararı ile onanması ve Anayasa Mahkemesine yapılan 2014/18266 sayılı bireysel başvurunun 25/01/2018 tarihinde açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan … sayılı başvuru hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesince verilen … tarihli kayıttan düşürme kararı sonrasında yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyası ve ekleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi …Dairesinin … tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesinin … başvuru numaralı ve … tarihli kararının birlikte incelenmesinden; davacının AİHM nezdindeki başvurusu sonucunda AİHM tarafından verilen, uyuşmazlığın dostane çözüm ile neticelendiğinden bahisle davanın kayıttan düşürülmesine ilişkin kararın, "ihlal kararı" niteliği taşımadığı, anılan kararda davacının başvurusuna dayanak oluşturan olaylarla ilgili diğer her türlü iddiasından vazgeçtiği ve tüm maddi ve manevi zarar ile masraf ve giderleri karşılamak üzere anlaşmada bulunduğu, öte yandan Anayasa Mahkemesinin dava konusu olay ile ilgili olarak bireysel başvuru sonucu verdiği karar ile kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edilmediğini belirttiği; dava dosyasında yargılamanın yenilenmesi koşullarını sağlayan bilgi ve belge veyahut neden bulunmadığı gerekçesiyle davacıların yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI :Davacılar tarafından; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince dostane çözüm sonucunda düşme kararı verilmesi halinde yeniden yargılama yapılması gerektiği, istemin reddi ile hak arama özgürlüğünün ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden herhangi birinin mevcut olmadığı belirtilerek temyiz istemininin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacılardan ...'nin Batman SSK Hastanesindeki doğumu neticesinde sağ kolunun sakat kalmasında idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık toplam 35.000,00 TL maddi ve 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; ... İdare Mahkemesince, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca hazırlanan 25/12/2008 tarih ve 556 sayılı raporda özetle; "1970 doğumlu ...'nin 05.09.2001 tarihinde doğum eyleminin başlamış olarak hastaneye gelmesi, multipar gebe olması, doğum öncesi aynı gün sabah 09:00'da muayene sonucunda önerildiği halde ailenin yatış yaptırmadığının ifadelerde kayıtlı bulunduğu, doğum travayının başladığı dönemde bebeğin kilosunu tahmin etmenin mümkün olmadığı, bebeğin doğum ağırlığının 4600 gr. olması nedeniyle brakial pleksus hasarının bir komplikasyon olarak ortaya çıktığı, Sağlık Bakanlığı ve SSK Genel Müdürlüğü'ne atf-ı kabil kusur bulunmadığı oybirliğiyle mütalaa olunur" ifadelerine yer verildiği, taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmediği, bilimsel ve ayrıntılı açıklamaları karşısında raporun yeterli görüldüğü ve karara esas alınabilecek nitelikte bulunduğu, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarında yer alan değerlendirmelere göre, davacılardan ...'nin Batman SSK Hastanesindeki doğumu neticesinde sağ kolunun sakat kalmasında davalı idarenin ağır hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İdare Mahkemesi kararı, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 29/05/2014 tarih ve E:2013/3984, K:2014/4423 sayılı kararıyla onanmış ve karar düzeltme isteminde bulunulmadığından 30/10/2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Ardından davacılardan ... tarafından yapılan 2014/18266 numaralı bireysel başvurunun, Anayasa Mahkemesinin 25/01/2018 tarihli kararıyla; ileri sürülen iddialar hakkında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak verilen derece mahkemesi kararının, konuyla ilgili ve yeterli bir gerekçe içerdiği, uyuşmazlığın çözümü için esaslı olan iddiaların derece mahkemelerince Anayasa'nın 17. maddesinin gerektirdiği özen ve derinlikte incelendiği, sonuç olarak somut olay bakımından kamu makamlarının pozitif yükümlülüklerinin yerine getirilmediği söylenemeyeceğinden kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edilmediği gerekçesiyle açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.
Bu karar üzerine 31/08/2018 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuştur. Söz konusu başvuru ise dostane çözüm ile sonuçlanmış ve AİHM İkinci Dairesinin 19/12/2019 tarihli kararıyla; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi ileri sürülerek, ...'nin kalıcı olarak engelli kalmasına yol açan, hastane makamlarının tıbbi ihmalinden şikayet edildiği, taraflarca imzalanan dostane çözüm deklarasyonlarının, 20/09/2019 ve 07/10/2019 tarihlerinde Mahkemeye iletildiği, bu deklarasyonlara göre, Hükümetin, 7.500 avro (yedi bin beş yüz avro) ödemeyi taahhüt ettiği ve Türkiye aleyhine yapılan başvuruya dayanak oluşturan olaylarla ilgili diğer her türlü iddiadan vazgeçildiği, her türlü maddi ve manevi zarar ile masraf ve giderleri karşılayacak olan bu meblağın ödeme tarihinde geçerli olan döviz kuru üzerinden Türk lirasına çevrileceği ve uygulanabilir her türlü vergiden muaf tutulacağı, bu ödemenin davanın kesin olarak sona ermesini sağlayacağı, Mahkemenin bu çözümün, Sözleşme ve Protokolleri kapsamında tanımlanan insan haklarına saygı ilkesine dayandığı ve başvurunun incelenmesine devam edilmesini haklı kılacak herhangi bir nedenin bulunmadığı sonucuna vardığı belirtilerek başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacılar tarafından 02/03/2020 tarihinde, esas kararı veren … İdare Mahkemesine hitaben yazılmış dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulmuştur.
İLGİLİ MEVZUAT:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Dostane çözüm" başlıklı 39. maddesinde, "1. Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme, davanın bu Sözleşme ve Protokolleri ile tanınan insan haklarına saygı ilkesinden esinlenen bir dostane çözüm yoluyla sonuçlanmasını sağlamak için taraflara yardımcı olabilir.
2. 1. fıkrada tanımlanan işlemler gizlidir.
3. Dostane çözüm durumunda Mahkeme, olayların ve kabul edilen çözümün kısa bir özeti ile sınırlı bir kararla başvuruyu kayıttan düşürür.
4. Bu karar, dostane çözüme ilişkin olarak kararda yer alan esasların icrasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne iletilir." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Yargılamanın yenilenmesi" başlıklı 53. maddesinde, "1. (Değişik birinci cümle: 5/4/1990-3622/22 md.) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
...
ı) (Ek: 15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare : 25/7/2018 – 7145/4 md.) veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
2. Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.
3. (Değişik birinci cümle: 15/7/2003-4928/6 md.) Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır." hükmü yer almaktadır.
7145 sayılı Kanun'un madde gerekçesinde ise düzenlemenin getiriliş amacı şu şekilde ortaya konulmuştur: "AİHM’in verdiği ihlal kararı dışında dostane çözüm ve tek taraflı deklarasyon gibi usullerle sonuçlandırılan başvurular da bulunmaktadır. Dostane çözüm, başvuranın lehine olarak ihlal kararı verilmeden, başvurunun çözümünü ifade eder. Dostane çözüm, davalı devletin çeşitli ödemelerde veya edimlerde (taşınmazın geri verilmesi gibi) ya da taahhütlerde bulunması şeklinde olabilir.
Dostane çözüme ulaşılamayacağının anlaşılması durumunda ise, ihlal kararı verilmesinin önüne geçmek için, tek taraflı deklarasyonla başvurunun kayıttan düşürülmesi istenebilir. Dostane çözümden farklı olarak tek taraflı deklarasyonda başvurucunun tatmin edilmesinin yanı sıra ihlalin varlığı da kabul edilmektedir.
Mevcut düzenlemeye göre AİHM’e yapılan başvurunun dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyon sonucu düşmesi hali, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilmemesinden dolayı birçok başvuru, başvuranın bu yöntemleri kabul etmemesi nedeniyle sonuçlandırılamamaktadır. Bunun sonucunda ise Ülkemizde iç hukukta yapılan reformlarla çözülmüş olan yapısal sorunlara ilişkin başvurularda dahi ihlal kararı verilmeye devam edilmektedir.
Maddeyle, dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyonla sonuçlandırılan başvurularda, ihlal kararı verilen başvurularda olduğu gibi yeniden yargılama yoluna başvurulabilmesi mümkün hale getirilmektedir. Böylelikle, AİHM önündeki başvurularda ihlal kararı verilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır."
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargılamanın yenilenmesi kesinleşmiş bir karara karşı başvurulan olağanüstü nitelikte bir kanun yoludur. Bu kanun yolu ile amaçlanan, kesinleşmiş kararı veren ilk derece mahkemesinin sınırlı sayıdaki sebeplerle yargılamayı yeniden yapmasıdır. Böylelikle, kesin hüküm ortadan kaldırılır ve somut uyuşmazlık bakımından yeni bir karar verilir. (AKYILMAZ Bahtiyar/SEZGİNER Murat/KAYA Cemil, Türk İdari Yargılama Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2019, s.720)
Yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olduğundan istisnai bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle yukarıda aktarılan, Kanun'un 53. maddesinde yer alan sınırlı sayıdaki sebeplerin "istisnalar dar yorumlanır" şeklinde ifade edilen genel yorum ilkesi uyarınca dar yoruma tabi tutulması gerekmektedir. Ancak bu şekilde bir yorum yapılırken varılan sonucun Kanun'da yer alan yargılamanın yenilenmesi sebebinin konuluş amacına aykırı olmaması gerekmektedir.
Dostane çözüm nedeniyle kayıttan düşürme kararı verilmesi, 25/07/2018 tarihinde kabul edilen 7145 sayılı Kanun ile yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasına dahil edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından dostane çözüm nedeniyle verilen kayıttan düşürme kararının gerekçesinde yer alan ifadelerden yola çıkılarak yargılamanın yenilenmesi isteminin reddedilip reddedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Madde gerekçeleri bir kanun hükmünün yorumlanmasında bağlayıcı bir nitelik taşımamaktadır. Ancak kanun hükmünün yorumlanarak amacının ortaya çıkarılması hususunda gerekçe, bazı durumlarda önemli bir yardımcı unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Somut uyuşmazlık bakımından da madde gerekçesinde açık bir şekilde, AİHM tarafından verilen düşme kararının, gerekçesindeki hukuki nitelendirmelerden bağımsız bir şekilde yargılanmanın yenilenmesi sebebi olarak hüküm altına alınmak istendiği ifade edilmiştir.
Bu durumda; ilgili Kanun hükmü ile madde gerekçesiyle ortaya konulan amaç bir arada değerlendirildiğinde yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması gerekirken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Anayasa Mahkemesinin kararlarının gerekçelerinde yer alan ifadeler esas alınarak yargılamanın yenilenmesi isteminin reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi